top of page

SAVURAN RÜZGÂR


Bu günkü dersimize Kuranımızın nüzul sırasına göre 4. Gurup ayetleri olan Zariyat suresinin ilk 5 ayetinden birinci ayetle devam edeceğiz.

Kudretullah ve Sünnetullah Mucizesi 

Cenabı hakkın yeryüzünde tasarrufu %99 sünnetullah mucizesi ile yürür. Bazen de sünnetüllahı geçici bir süreliğine durdurarak kudretullah mucizesi ile kainâtın selk ve idare eder.

Zariyet suresinin 1. Ayetinde Euzubillah bismillah Vez zariyati zerva, Savurup kaldıran rüzgârlara yemin olsun, buyuruyor. Ayette geçen zariyat ve zerva kelimeleri sanki eş anlamlı gibi iki kelime olsa da aynı anlamda değildir. Zaten tamamen aynı anlamı ifade etse Cenabı hak aynı yerde yan yana kullanmazdı. 

 Vez zariyati; Yemin olsun anlamına geliyor. Cenabı hak ayeti celileye Vav harfi ile başlıyor. Vav harfi kuranımızda 25536 defa geçer ki bu da 25536 defa yemin anlamına gelir. Bu kadar çok yemin edilmesinin hikmetini tamamen bilmemiz mümkün değildir.                     

Rabbimiz ayette rüzgâra yemin ederek ve rüzgâr mucizesi ile kainâtta kullandığı güçleri tanıtıyor. Kuranımızdan da anlıyoruz ki Cenabı hak rüzgârları iki sınıfa ayırıyor. Birinci grup için rih ve  riyah kelimelerini kullanır. Bu kelimeler kuranımızda 29 kez geçer. Zariyet suresinde okuduğumuz zariyat ve zerva ile birlikte kehf suresinde de tezru olarak geçer ve toplam 3 defa geçmiş olur.                                                                      

İmam Suyuti Hazretlerinin Ed Dürrü'l Mensur eserinde geçen bir hadisede sahabe efendilerimiz Cenabı hakkın Zerva ve zariyat kelimelerini neden rüzgârla bütünlediğini anlayamadıkları için Hazreti Ömer efendimiz ve Hazreti Ali efendimize sorarlar.  

   Ömer Efendimiz; Resulullah Efendimizden işitmeseydim bende asla söylemezdim, buyrudular.

Görülüyor ki Peygamber efendimizin benden sonra bir peygamber gelecek olsaydı o Ömer olurdu dediği Hazreti Ömer efendimiz bile kendisinden bir şey katmadan Rasulullah’tan duyduğunu aktarıyor. Çünkü peygamberimizden başka kimse tefsir yapamaz. Kim olursa olsun tefsir yapamaz. Çünkü tefsir kesinlik şifade eder. Diğerlerinin yaptığı sadece tevil yani yorumdur. Devrimizde iki üç kelime Arapça bilgisiyle kuranı tefsir etmeye çalışanlara duyurulur. 

Efendimizin Benden sonra ilmin kapısı buyurduğu Hazreti ali efendimiz ise aynı soruya; Zariyat isimli rüzgâr bulutları bir araya getirip inşaa eden rüzgârın adıdır. Tozu toprağı kaldırıp savuran ve bitkileri kökünden koparan anlamına gelir. Zerva ismli rüzgar ise zariyattan farklı olarak uçuran, dağıtan, ufalayıp çöp haline getiren anlamına gelir. İkinci anlamı da volkanları püskürten anlamına gelir. Üçüncü anlamı ise barut, dinamit, nükleer patlayıcılar ve bunların benzeri gruplar zerva grubuna girer. Bunlar o dönemde yok ama hazreti Ali efendimiz barutu ifade ediyor.

Büyük müfessirimiz İmam Beyzavi plastik patlayıcıları, dinamitleri, nükleer patlayıcıları 750 yıl önce tefsirine yazdığını görüyoruz. İmam Beyzavi Hazretleri bu mucizevi bilgilerinin toplayıp kendi derinliğindeki ilmiyle aktardığı, o kitabın adı Envaru't Tenzîl ve Esraru't Te'vil’dir. Geçmişteki bu kadar devasa müfesselerin hiçbirisinin kitabında tefsir ismi yoktur.

Rüzgârın nasıl oluştuğuna bir bakalım. Güneş dünyadaki suları ve kara parçalarını ısıtırken ekvator bölgeleri daha çok ısınır. Isınan bölge buharlaşıp yükselir. Soğuk hava ise içerisinde nem olduğu için alttan gelir. Bu ikisinin yer değiştirmesi sonucu rüzgâr oluşur. Oluşan rüzgâr ısıyı dağıtır ve ısı dengeli hale gelir. Dağılan nem bitkilerin meydana gelmesine vesile olur. Cenabı hak bu düzeni bize tanıtarak ezbere değil bilinçli ve bilerek iman etmemizi istiyor.

Oluşan rüzgârların bitkilerin polenlerini taşıyarak döllenmesini sağlar. Eğer tozlaşma olmasa yerde meyve sebze diye bir şey olmazdı. Cenabı hak 1415 yıl önce daha insanlar bilimden haberi yokken mucizevi şekilde tozlaşmayı, polenleri anlatıyor.

Rüzgâr havadaki su buharını taşıyarak içindeki oksijeni, dağın başından toprağın altına kadar yayar. Bütün canlıların oksijen kaynağı da bu şekilde paylaştırılmış olur. Eğer bu tasarruf Rabbimizin elinde olmasa kapitalistlerin elinden oksijen almaya kimin gücü yeterdi?

Rüzgâr şehirlerimizde oluşan hava kirliliğini alarak dağıtmaktadır. Eğer rüzgâr olmasa o kirlilik üzerimizde kalır ve yaşanmaz bir hale gelir. Ormanlarımızdaki temiz havayı da yaşadığımız yere getirir.

Rüzgâr bulutları taşır.  Kudretullahın gücü olmasa tonlarca ağırlıkta bulutları kim taşıyabilir.

Bir şehrin kanalizasyonları nedeniyle oluşan kokuları rüzgâr dağıtmasa şehirler 15 günde yaşanmaz hale gelir.

Rüzgârların önüne yapılan rüzgâr santralleri ile enerji üretilerek kullanılmaktadır. 

Cenabı hak asi olan bazı kavimleri rüzgârlarla helak etmiştir.    Rüzgâr hissedilir, vücudumuza çarpar hissederiz ama aslını idrak edemeyiz.

İmam Maturidi Hazretleri Te'vîlâtü'l Kur'ân adlı eserinde rüzgâr Cenab-ı hakkın en büyük mucizelerinden bir mucizedir, buyuruyor.

Anadolu Rüzgârları 

Dünyada 10 çeşit rüzgâr vardır. Ülkemizde ise bunun sekizi görünür. Kuzey kutuplara yakın olduğumuzdan ekvatoral bölgedeki rüzgârlar görünmez.

Ülkemizde esen rüzgârlar; Kuzeyden esene yıldız, güneyden esene kıble, Doğudan esene gündoğusu, batıdan esene gün batısı denir.

Ara yönlerden esen rüzgarlar; Kuzeydoğudan poyraz, kuzeybatıdan esene Karayel, güneydoğudan esene keşişleme, güney batıdan esene de lodos denir. Lodos rüzgârı nemlidir zariyat ve zerva rüzgarının görünen şeklidir. 

Rüzgârın esme hızına göre üçe ayrılır. 63 km hızlı ve yukarısı fırtına olur. 63 kilometreden aşağısı işte bu saydıklarımız olur. Eğer hızı 120 kilometreye ulaşırsa kasırga olur. Bir de denizlerden karaya gelip karada da kendini gösteren hortumlar vardır.  Ülkemizde genellikle fırtına şeklinde görülür. 

İçtiğimiz su manevi kalbe ulaşır. Oradan geçerken manevi kalbimiz çok sevinçli ise o gözümüzden gelen su soğuk olur, çok üzüntülü, hüzünlü ise gözümüzün yaşı sıcak olur. Bu hikmet rüzgârda ve yağmurda da görüyoruz. Eğer yağan bir yağmur esen rüzgar buz gibi ise rahmettir. Ama yağmur veya rüzgâr sıcaksa, sürekli dua edip Cenabı hakka sığınmamız lazımdır.

Rüzgârlar Cenabı Hakkın İslah Kudretidir.

Cenabı hak bir toplumu, bir milleti ıslah edecek ise rüzgâr kudretullahını kullanır. Sünnetullahın gereği olarak esen rüzgâr kudretullahın gereği olarak estirilir ve cenabı hakkın azabıyla sonuçlanır. 

Cenabı hak kamer (19) ve fussilet surelerinde (16) Euzubillah bismillah…rihan sarsaran… buyururak insanın kanını donduracak derecede bir soğuktan bahseder.                             

Hazreti peygamberimiz bu ayeti celile ile ilgili olarak; Bu rüzgârın Ad kavmini savurduğu gibi benim ümmetimden hayatta olan bazılarını savurup parçalayacaktır, buyuruyor.    

Başka bir hadisi şerifte de; Münafık ve kafirler öldüğünde Kökünden savurup koparan akim rüzgârı eser, buyuruyor.

Biz bu rüzgârı görmeyiz. Ama münafık veya kafir öldüğü zaman bu rüzgâr bizim fark etmediğimiz şekilde eserek onun yaşadığı yeri günah işlediği yerleri onlardan bir iz kalmayacak şekilde temizler.

Akim rüzgârı estiği için nesillerinden, evlatlarından, çocuklarından kendilerine hayırlı bir şey ulaşmaz. Onlar kabirde ahiret cezalarını çeker. Bir insanın arkasından fatiha okumak ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.

Hazreti Abdullah Bin Abbas’a (ra.) Kuranımızda geçen bu zariyat ve zerva ile ne kastedildi diye soruluyor. O da bu 2 kelimenin içerisinde melekler kastediliyor, buyuruyor.  Çünkü bu akim rüzgârını melekler estirir. Gözle görülmeyen akil rüzgârı kafir veya münafık geberdiği zaman bedenlerine temas ediyor ve çok acı çekiyorlar.  

Kuranımızın bu mucizesi hem Muhammet suresinde ve Enfal surelerinde ifade eder ki; Kafirin de münafığın da ruhu kabzedilirken O rüzgâr onların yüzlerine ve sırtlarına vurur. Onun şiddeti ile onların yüzleri simsiyah kesilir. Müslümanın alnından ise boncuk gibi pırıl pırıl ter gelir. Bu imanın en belirgin alamettir.

Ad Kavmi

Hem ayeti celilerde hem de peygamberimizin hadislerinde anlattığı Ad kavmi Umman ile Yemen arasında bir bölgede yaşadı. Onlara peygamber olarak Hazreti Hud aleyhisselamı gönderilmişti. Hazreti Hud (as) hitabetiyle insanların kanını titreten bir peygamberdi. Ad kavminin O mübarek peygambere yapmadıkları eziyet kalmadı. Onlara Hazreti peygamberimizin haber verdiği zariyat ve zerva  rüzgârı ile azap geldi. Onlar elleriyle yaptıkları evlerine güveniyorlardı. Taşları, kayaları oyarak yaptıkları mekanlarımızı yıkacak hiçbir güç yok diyorlardı. Ama bu rüzgâr öyle bir esti ki onlardan bir tane canlı koymadı. Hepsini duvarlara çarpa çarpa öldüler.

Peygamber Efendimizin benim ümmetimden bazı kişiler bu rüzgârdan etkilenecek, buyurmuştu. Etkilenecek kişiler üç guruptur. 1-Şarap ve benzeri alkollü içecekleri sürekli içenler. 2-Müzikli ve danslı eğlenceleri hoyratça yapanlar. 3- Hayatları boyunca şaşalı, şatafatlı, ipekli elbise giyenlerdir. Bunlar bu rüzgârdan etkilenmeden önce bir kısmı domuza inkılap ettirilecek. Bir kısmı da maymuna inkılap ettirilecek. İkincisi de Zelzele ile toprak yarılıp yerin altına batırılacak.

Cenabı hak bizleri bu tür ceza ile cezalandırılanlardan eylemesin.

El Fatiha…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

28 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

CÜNUDULLAH

GEMİLER

BULUTLAR

Comentários


bottom of page