İnsanın Bevli, Sidiği ve İdrarı Necistir
Hazreti Abbas (ra) naklediyor; Rasulullah (sav) iki kabre uğradı ve buyurdular ki; Bu iki kabirdeki kimseler azap oluyorlar. Azapları büyük bir şeyden dolayı da değildir. Şu kişi bevilden sakınmaz, tedbirli davranmaz ve üzerine sıçramasından kaçınmazdı. Şu da insanların arasını bozmak için laf taşırdı, buyurdu.
Peygamber Efendimiz (sav) başka bir hadisi şerifte; Sidiğin çıkış yerini yıkamanızı sizin için uygun ve yerinde görüyorum, buyurdu. Hanefi fakıhi İbni Abidin’e göre kişinin üreme organını sol eliyle tutarak silmesi bu emrin gereğidir.
Hazreti Ayşe (ra) annemiz yanına gelen kadın sahabelere; Zevcelerinize su ile temizlemelerini söyleyin ben onlara bunu anlatmaktan utanıyorum. Çünkü Rasulullah (sav) su ile temizlenirdi, buyurdu.
İbni Abidine göre; Sidiğin çıktığı yeri su ile yıkamak müstehabtır. İdrarını çok yaygın olarak kullanılan pisuvar tuvalete yapanlar bu emri nebeviye nasıl uyacaklar? Bir Müslüman bunu duyduktan sonra pisuvar tuvaleti kullanabilir mi?
Rasulullah Efendimiz (sav) her cumartesi günü mutlaka Kuba mescidine giderdi. Çünkü Kuba mescidi ve kuba halkının kuranımızda çok önemli bir yeri vardı. Tevbe suresinin 108. Ayetinde euzubillah bismillah …fihi ricalun yuhıbbune en yetetahheru,vallahu yuhibbul muttahhirin, orada arınmayı seven kişiler vardır. Allah arınmak isteyenleri sever, buyurarak onları övmektedir. Peygamberimiz (sav) Kuba halkına; Ey Kuba halkı siz nasıl bir taharet yapmaktasınız ki kuranı kerimde sizin bu taharetiniz örnek gösterilmekte, diye sordu. Kuba halkı da; Ya Rasulullah biz önce namaz için abdest alırız. Cünüplükten guslederiz. Ve su ile taharetleniriz, dediler. Peygamberimiz de onlara; Devam edin, buyurdular. Kuba halkının bu hassasiyetleri nedeniyle Cenabı hak onları ayetle övmüştür. Bizler de bu ayetin bereketinden faydalanabilmemiz için bu konuda hassas olmamız gerektiğini bilmeliyiz.
Müslümanlar dışında su ile taharetlenen bir topluluk yoktur. Batı toplumunun alafranga tuvaletlerinde ve klozetlerinde taharet musluğu yoktur. Ülkemizde de topluma açık yerlerde pisuvar dediğimiz taharet musluğu olmayan tuvaletler vardır. Bu ayete rağmen bir müslümanın pisuvar tuvaletleri kullanabilmesi mümkün olabilir mi? O şekilde aldığı abdestine kıldığı namazına yazık olmaz mı?
Hazreti Ebu Katede (ra) ve Hazreti Salmanı Farisi (ra) aktarıyor; Peygamber Efendimiz (sav); Biriniz bevil ederken üreme organını sakın sağ eliyle tutmasın. Helada sağ eliyle silinip taharetlenmesin ve kabın içine de solumasın, buyurdu.
Buna göre sağ el ile istinca yapmak kerahattir. (harama yakın tahrimen mekruhtur) Kişinin sağ eliyle avret yerini tutması kerahattir. Sağ eli ile tuvalet temizliğinin yapılması kerahattir. İtincayı sol el ile yapmak sünnettir, menduptur. Burada hükmün mendup seviyesine inmesi kişinin elinde olabilecek özürdendir. Bunları özürsüz terk eden kişi Rabbimiz tarafından it’ab edilecek yani azarlanacaktır.
Peygamberimize sünnetleri öğreten Hazreti İsrafil (as) ve Hazreti Cebrail (as)’dır. Peygamber Efendimiz ilk eğitimini İsrafil (as)’dan almıştır. Vahiy inmeye başlayınca bu eğitim görevi Cibrili emine geçmiştir. Sünnetin temeli Rabbimizin bu şekilde eğitimi olup peygamberimizin kendi icrası değildir.
İstincaya başlamadan önce parmakları ve el ayasını ıslatmak menduptur. Bundan maksat ter deliklerini suya doyurup mikropların içeriye girmesine ve o kokunun ele geçmesine mani olmaktır.
Kişinin önce cinsel organını sonra dışkı yerini yıkaması gerekir. Yani önce ön tarafı yıkamak sünnettir. Oruçlu kişinin istinca esnasından kendini gevşek tutması sakıncalıdır. Çocukların bevili de büyüklerin bevli gibi necistir. Necis, mahalliden ayrılınca pis olur. İdrarın üreme urganına ulaşsa dışarıya çıkmasa abdesti bozmaz.
İbni Abidine göre; Durgun suya kaza-i hacet yapmak (dışkı) caiz değildir. Az suya kaza-i hacet yapmak haramdır. Çok suya yapmak tahrimen mekruh, akarsuya yapmak da tenzihen mekruhtur.
İmam Şafi Hazretlerine göre ise az veya çok durgun suya kaza-i hacet yapmak tahrimen mekruhtur.
Geceleyin durgun suya kaza-i hacet yapmak mekruhtur. Çünkü cinler geceleyin sulara sığınır. Bu da cinlerin o kişiye musallat olmasına sebep olabilir.
Bu hükümleri her salik kendi mezhebini öğrensin ve zaruret halinde diğer mezhepten istifade edebilsin diye çok meşakkatli olsa da Şafi ve Hanefi mezheplerine göre ayrı ayrı işlemekteyiz.
Hazreti Cabir (ra); Peygamberimiz Efendimizin (sav) durgun ve akarsuya bevledilmesini yasakladığını rivayet etmiştir.
Ağaçların altına, gölgelere, kabristana, sürü halindeki hayvanların arasına ve rüzgara karşı bevletmek ve dışkı yapmak mekruhtur.
Arazi de ki deliklere idrar yapmak mekruhtur. Çünkü bu tür delikler cinlerin meskenidir.
Muğni’l Muhtac’ta anlatılan bir olaya göre; Ubade bin Salik (ra) küçük tuvaletini bir deliğe yaparken düştü ve öldü. Daha sonra cinler; Onun ölümüne biz sebep olduk. Ona bir ok arttık. Ok onun kalbine saplandı ve öldü, dediler.
Ayakta idrar yapmak, yıkandığı yere bevletmek mekruhtur.
Peygamberimiz (sav); Biriniz yıkandığı yere bevletmesin zira umumuyetle vesvese bundan doğar, buyurmaktadır.
TUİK’ in yayınladığı bir rapora göre ülkemizde ruhsal hasta sayısı 15 milyondur. Bu sayının çoğunluğu da 20-45 yaş arasıdır. Ruhsal rahatsızlıkların çoğunlukla vesvese ile başladığını düşünürsek bu uyarıyı dikkate almamanın sonucunu daha iyi kavramış oluruz.
Kişinin üzerine iğnenin batan sivri ucu kadar sidik sıçrasa yıkanması gerekmez. Sıçrayan kan da bu hükümdedir.
İstibra ve İstinka
Erkeklerin küçük abdestlerini bozduktan sonra atık kalmaması için bir süre beklemelerine istinca denir. İstinca bittikten sonra bölgeyi temizleme ve kurulamaya da istinka denir.
Ülkemizde Peygamber efendimiz zamanında mezhep mi vardı? Diyerek mezhep imamlarımızı sıradanlaştıranların amacı dine hizmet değildir. Çoğu parayla oluşturulmuş proje kişileridir. Onların asıl amacı kuranımızı parçalamak ve ümmeti dağıtarak paramparça etmektir. Amaçları kuranımızı İncil’e dönüştürmektir. Halbuki mezhep imamlarımız en küçük içtihatlarında dahi delilsiz fetva vermemişlerdir.
Rasulullha (sav) İbni mace, Ebu Davut, de geçen bir hadisi şeriflerinde; Bevilden sonra üreme organınızı üç defa silin, buyuruyor.
İnsanın vedisi ağır bir şeyi kaldırdıktan sonra veya idrar sonrası gelen sıvıdır. İnsanın mezisi şehvet dürtüsü sonrası gelen sıvıdır. İnsanın menisi, vedisi ve mezisi necistir. Şehvet duygusu olmadan korkma, üşütme gibi nedenlerle gelen meni guslü gerektirmez ancak abdest bozulur. Şafilerde ise meni ne şekilde çıkarsa çıksın gusül gerektirir.
Şafi mezhebine göre meni necis değildir. İmam Şafi (ra); Eğer meni necis olsaydı peygamberler ondan yaratılmazdı. Ancak meni sidik yolundan gelirken idrara değdiği için necistir, buyurur.
İnsan dışkısı necistir.
İtsinca insanın alt solunum yollarından çıkan pislikleri ve çıkış yollarını temizlemeye denir. İstinca müekket sünnettir. İsitincayı terk etmek tahrimen mekruhtur. Su ile istinca yapan ilk kişi Hazreti İbrahim (as)’dır.
Katı necasetin 4 gramdan, sıvı necasetin ise avuç içi kadarından fazlası necistir. Sıvı necaset kurumuş ise bıraktığı leke el ayası büyüklüğünde alanı kaplayacak kadarsa namaz kılınmaz.
Yellenme
Kuru kuruya çıkan yel necis değildir. Su ile taharetlendikten sonra yellenirse oradan çıkan rüzgarın etkisiyle iç çamaşırda ıslaklık olmuşsa o sıvı necistir.
Peygamber efendimiz (sav); Tuvalete sağ ayağı ile giren kişi fakirlikle imtihan olur, buyuruyor. Tuvalete sol ayak ile girip sağ ayakla çıkmak sünnettir.
İmamı Şafi (ra); Önden ve arkadan çıkanların abdest bozması taabbüdi bir hükümdür. İşte abdest bozmanın abdest organlarına bir etkisi olmadığı halde yıkamamızın mantığı budur, buyuruyor. Taabbüdi, sebebin bilmediğimiz hikmet ve faydalarını düşünmeksizin sadece Cenabı hak emrettiği için yapmak demektir.
Mezarların üzerine hacet yapmak tahrimen mekruhtur. Kabir sahibi kişi Müslüman olmasa da bu böyledir. Mezarlığın üzerine ev, okul, bina, tuvalet yapmak doğru değildir. Ruhsal rahatsızlıkların artmasının bir sebebi de Bu konuda hassasiyet gösterilmemesidir.
Evliyaların, şehitlerin kabirlerinin yanına hacet yapmak şiddetli mekruhtur.
Rasulullahsav (sav;) Lanet edici 3 şeyden sakınınız, buyurdu. Sahabe efendilerimiz; Lanet edici 3 şey nedir? diye sordular. Rasullah Efendimiz (sav); Suların kaynağına, insanların yollarına ve gölgeliklerine def-i hacette bulunmaktır, buyurdular.
Buna göre; Suların kaynağına, insanların yollarına ve gölgeliklerine def-i hacette bulunmak haramdır. İnsanlara şiddetli şekilde zararı dokunuyor veya genel sağlık durumlarını olumsuz etkiliyorsa icma ile haramdır.
Yolda yürürken yağmur suyuna dalan ve çamura batan kimsenin abdesti bozulmaz ancak su veya topraktan birisi pis ise kirlenen yerin yıkanması gerekir.
Kişi Abdest alırken, gusül ederken falan organımı yıkadım mı, yıkamadım mı? Namaz kılarken de falan rekatı kıldım mı kılmadım mı? gibi sürekli vesveseye düşüyorsa vesveseleri unutup oraya takılmayacak. Çünkü kişi bu vesveselerle uğraşırsa namaz kılmaya zamanı kalmaz. Varsın o namazı olmasın esas olan vesveseden kurtulmaktır. Ancak ilk defa olduysa sürekli olmuyorsa şüphelendiği yeri yeniden yapmalıdır.
Rasulullah (sav); Tuvalet için hazırlanmış geniş ve alçak çukura geldiğinizde ne idrar nede dışkı yapmak için önünüz ve arkanızı kıbleye döndürmeyiniz. Banyo yaparken kıble sağınızda veya solunuzda kalsın, buyurmaktadır.
Tuvalete ve banyoda iken kıble ön ve arkaya gelirse haram derecesinde tahrimen mekruhtur. Bu şekilde unutarak oturursa hatırlayınca olabildiğince başka tarafa dönmelidir. Kasten kıbleye karşı ayak uzatmak mekruhtur.
Aile beraberliğinde kıbleye karşı olmak tahrimen mekruhtur.
Küçük çocuğu kıbleye karşı tuvalete tutmak keratı tahrime ile mekruhtur.
Rüzgara karşı kazayı hacet yapılması mekruhtur. Ketebe meleklerinin içeri girmesine vesile olunmasından dolayı banyo ve tuvalette konuşmak mekruhtur.
Kaza-ı hacet yapanların güneşe ve aya dönmeleri mekruhtur. Bu halde hacetini giderenler kudretullaha ve hacet yapma nimetine saygısızlık yapmış olur.
Rasulullah (sav) bir hadisi şeriflerinde; Tuvaletini yaparken birbirlerinin avret yerlerini gören ve o esnada konuşanlara Allahu teala gazap eder, buyurmaktadır. Hem birbirlerinin avret yerlerine bakıp hem de konuşarak iki saygısızlığı birden yapanlar Cenabı hakkın gazabına maruz kalırlar.
Pisuvar tuvaletlerde abdest bozarken konuşmak mekruhtur.
Helada abdest alan abdest duası okumaz dilini hareket ettirmeden içinden dua eder.
Peygamber Efendimiz (sav); Kemikler cinlerin yemeğidir, buyurmuştur. Kemikle taharet yapılmaz.
Müslüman cinler besmele ile kesilmiş hayvanların kemiklerini sanki etliymiş gibi yerler. Ancak bu durum cinlerin kafir ve münafıkları için geçerli değildir. Onlar için hayvanın besmele ile kesilmesi anlam ifade etmez.
Hayvan dışkısı ile taharetlenmek mekruhtur. Çünkü hayvan dışkısı cinnilerin bindikleri hayvanların yiyecekleridir.
Saygınlığı olan yani yazı yazmaya elverişli olan kağıtlarla istinca yapılamaz. Balçık, cam, kömür, tuğla ve düzgün taşla istinca yapmak mekruhtur. Başkasının duvarına idrar yapmak, dışkısını sürmek mekruhtur.
İbni Abidin’e göre Tuvalet kağıdıyla istinca yapılabilir. Çünkü o kıymetsiz kağıt hükmündedir. Dışkıdan çıkan buhar temizdir.
Kişi necasetli halde kıldığı namazları kaza etmek zorundadır.
El fatiha
Yorumlar