Salihlerin Ve Velilerin Sohbetine Niçin Katılınır?
1-Teveccühlerine muhatap olabilmek içindir. (Bu sorunun 2. ve 3. cevabını inşaallah haftaya işleyeceğiz.)
Teveccüh rabıtası, muhabbet rabıtası ve tahayyül rabıtası adıyla 3 çeşit rabıta vardır. Teveccüh ve muhabbet rabıtasının dinimizde temeli ve dayanağı vardır. Tahayyül rabıtasının ise temeli ve dayanağı yoktur.
Teveccüh; bir şeye yönelmek veya ona doğru dönmektir. Namaz kılarken kıbleye dönmek, selam veren kişiye dönmek, sevdiği kişiye dönmek… vs. bunlar teveccühtür. Bu yönelmemizi yüzümüzle yaparız. Kuran dilinde buna veche denir. Veche kuranımızda yan anlamlarıyla birlikte 78 defa geçer.
Teveccüh rabıtası ise kişinin başka bir kişiye sevgisinden naşi yani sevgisinden dolayı ona yönelmesi teveccüh rabıtasıdır. Yanımızda olsun uzağımızda olsun bir kişiye gıyabında istiğfar veya dua etmek teveccüh rabıtasıdır.
Dua veya istiğfar iki yolla yapılır. 1-Ölmüş veya yaşamakta olan bir yakınımızı, sevdiğimizi tesbihat, istiğfar veya duamıza başlamadan ortak edeceksek okuyacaklarımdan hasıl olacak sevabı ruhlarına veya ruhaniyetlerine hediye ediyorum vasıl eyle, kabul eyle diyeceğiz. 2-Eğer tesbihatımızın, istiğfarımızın veya duamızın sonunda ortak edeceksek okuduklarımdan hasıl olan sevabı ruhlarına veya ruhaniyetlerine hediye eyledim kabul eyle vasıl eyle diye dua edeceğiz. Aksi halde cahilliğimizden dolayı yapılanlar heba olur. Bir hadisi şerifte peygamberimiz Cenabı hak cahilden dost edinmez buyuruyor. Müslüman cahil olamaz.
Teveccühü Kimler Yapar?
Bu konuda 6 gurup görüyoruz;
1-Ana aile efradına yapar.
2-Baba aile efradına yapar.
3-Salih alimler ve veliler kendilerini sevenlerine yaparlar. Bu zatlar rabbimizin kendilerine lutfettiği, mazhar olduğu nimetin bereketini sevenleriyle paylaşmak için istiğfar ve duası ile teveccüh yapar.
4-İmam cemaatine yapar. İmamdan kasıt sadece camilerdeki imamlar değildir. Kendi aramızda cemaat oluşturduğumuzda da imamlık yapan kişi cemaatine teveccüh rabıtası yapar.
Hz. Sevban (ra.)’nın rivayet ettiği bir hadisi şerifte Hazreti Peygamberimiz Hiçbir kul imamlık yapıp cemaati duasına ortak etmeksizin kendisine dua etmesin. Şayet böyle yaparsa cemaatine hiyanet etmiş olur, buyurdular.
5-Salih komutan askerlerine teveccüh rabıtası yapar.
6-Devlet başkanları maiyetindeki vatandaşlarına yapar.
Teveccüh Rabıtasının Delilleri
Kuranımızda 4 yerde Euzubillah bismillah, Vestağfir lehumullah buyurarak mü’min erkeklerle mü’min kadınlara istiğfar dile, diye peygamberimize emrediyor. Peygamberimizin manevi varisleri veliler ve salih alimler de bu ayeti celilenin muhatabıdırlar.
Hazreti Kays (ra.), Medine’den Şam’a kadar yürüyerek gelip Hazreti Ebu Derda Hazretlerinden dinleyip rivayet ettiği bir hadisi şerifte Peygamber efendimiz; Alimler peygamberlerin varisleridir, buyurdular. Bu hadisi şerif çok uzun ama konumuzla ilgili kısmını aldık ki bu kısım veliler ve salih alimlerin de yukarıdaki ayetle mükellef olduklarının delilidir.
Tevbe suresinde Euzubillah Bismillah, ve salli aleyhim, inne salateke sekenun lehum. Onlara dua et çünkü senin duan onların için sükunettir. Onların kalbini yatıştırır, huzur verir. Yukarıdaki hadisi şerife göre bu emirlere peygamberimiz gibi onun varisi olan veliler ve salih alimler de muhataptır.
Teveccühün temelini oluşturan veche kavramı kuranımızda 78 defa geçer demiştik. 78 ayetin içinden 13 tanesi rabbimizin vechesini anlatır. Bunu gurup halinde işleyecek olursak;
1. Gurup
Akaidimizin temeline göre, Allahu tealanın vechi mekandan münezzeh olup bizi sıfatlarıyla kesintisiz olarak izlemekte iken biz ise aklımıza gelince ve zatına yönelince bu durumun farkına varıyoruz. Yani biz farkına varsak da varmasak da rabbimiz bizi sıfatıyla kesintisiz izlemektedir. O sıfatıyla her yerdedir. Her mekandan munezzehtir. Onun zatının uzaklık yakınlık diye bir şeyi olmaz.
Bakara suresinde Euzubillah bismillah, fe eynema tuvellu fe semme vechullah buyuruyor ki Allahın vechi her yerdedir anlamına gelir.
İkinci ayeti celile, beş surede geçer. Euzubillah bismillah, İnni veccehtu vechiye vecheu lillahi yüzümü rabbime çevirdim, buyuruyor.
Müzzemmil suresinde Euzubillah bismillah, ve tebettel ileyhi teptila bütün gönlünle ona yönel, buyuruyor.
Bir kul rabbinin kesintisiz olarak kendini izlediği bilincine varırsa hata yapmamaya gayret eder. Kendisini kontrol eder. İyi bir kul olma gayreti içerisinde olur.
2. Gurup
Allahu tealanın vechini müşade edebilmeye müştak olmak, yani rabbimizin cemalini görmeye aşık olmak.
Euzubillah bismillah Vechillah Allahın vechini arzulayın anlamına gelir. Bu 8 surede 8 defa geçer.
Lokman suresi ve Ali İmran suresinde Euzubillah bismillah, eslemtu vechiye lillahi kendi vechimi yani kalbimin derinliğindeki fuadımı Rabbime teslim ettim anlamına gelir. Aklımız irademiz ve duygularımızın karar kıldığı merkez kalbimizdeki fuadımızdır.
Konuya bir kıssa ile örnek verelim; Yaklaşık bin yıl önce yaşamış fakir bir adam çok ihtiyaç sahibi olduğu bir dönemde bir duvarın dibinde utancından yüzünü kapatarak dilenmeye başlamış. Cenabı hak Hızır aleyhisselamı bu adama göndermiş. Hızır (as.) adama gelip Madem sen ihtiyaç sahibisin Rabbimin vechi hürmetine ben seni boş çevirmek istemiyorum. Sana verecek maddi bir gücüm yok ama kendi bedenimi sana hibe ediyorum. Beni götür köle olarak sat. Alacağın para senin ihtiyacını giderir diyor. Adam yüzünü açıp bakıyor ki bunu diyen kişinin yüzünde bir nuraniyet var. Tamam diyor bu iyi para eder, ihtiyacımı gideririm, diyor. Teklifi kabul edip adamı pazara çıkarıyor. Zengin bir adam köleyi iyi para karşılığında satın alıyor. Adam da ihtiyacını gideriyor.
Burada bizi ilgilendiren kısım, Hızır aleyhisselamın Rabbimin vechi hürmetine diyerek ettiği duadır.
3.Gurup
Allahu tealanın bazı yüzleri ayna kıldığını görürüz. Yemekteki tuz misali bunların sayıları azdır. Yeryüzüne serpiştirilmiştir.
Bakara suresinde Euzubillah bismillah, Ve li kullin vichetun herkesin yüzünü döndürdüğü yönü vardır, buyrulur. Bu ayeti kerimeyi tevil eden müfessirlerimiz öyle zorlanmışlar ki tam 22 farklı şekilde tevil etmişlerdir.
Bu tevillerden iki tanesini incelediğimizde;
1-İmam Kuşeyri Hazretlerinin tefsirinde bu ayetin anlamını bir kişi bir sebepten dolayı rabbimizden gafil kalmış ise gaflet süresi uzadıkça aralarında kalın bir perde olur. Cenabı hak eğer diyor, siz bizimle tekrar beraber olursanız biz aradaki perdeyi inceltir rahmetimizden istifade ettiririz diyor.
2-İmam Suyuti Hazretleri ise El Mensur’unda buyuruyor ki, herkesin yönü Allaha çıkan, kolaylıkla faydalanabileceği bir kıblesi vardır. Havada aynı anda uçan uçakların birbirlerine çarpmadan doğru yere inmeleri için kullandıkları rota misali her kulun rabbine çıkan kendine mahsus bir rotası vardır.
Hazreti Ali efendimizin bizlere aktardığı bir hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (sav.); Öyle bir zaman gelir ki Âlime itibar edilmez. Hilm sahibi kişilerden utanılmaz. Büyüklere saygı küçüklere sevgi gösterilmez. Dünyalık için birbirlerini öldürürler. Bu kişilerin kalpleri acemlerin kalpleri gibidir. Ancak bunlar Arapça konuşur. (Yani bunlar kurandan bahseder, hadisten bahseder) Tek dertleri mide ve şehvetleridir. Amaçları statülerini ve mallarını korumaktır. Kıbleleri fasık kadınlar olacak, dinleri de dirhem ve dinarları olacaktır. İyi olan hiçbir şeye iltifat etmez, kötü olanlardan da geri kalmazlar. Salih olan kişiler bunların arasından gizlenerek yaşarlar. Mahlukatın ve insanların en kötüleri ve şerlileri bunlardır. Bunların Allah katında hiç bir nasipleri yoktur. Kıyamet günü yüce Allah bunlara rahmet nazarıyla bakmayacaktır, buyuruyor. (Bu hadisi şerif Kenzül Ummal ve Deylemi’de geçer)
Burada geçen Mahlukat kelimesini azıcık açarsak; Biz bu kelimeyi genellikle karşıdakini küçümsemek amaçlı kullanırız. Mahlukat demek halıkın yarattığı demektir. Aşağıladığımızda rabbimizi aşağılamış oluruz.
Fetih suresinde Cenabı hak Esteuzibillah bismillah simahum fi vucuhihim min eseris sucud, Yüzlerinde secde eseri vardır. Secde ettiğinin işareti olarak yüzlerini nur ile boyadım diyor.
Ahzab suresinde geçen ayeti celilede, ve kane indallahi veciha. o Allah katında vecihti. Yüzü Allah indinde itibarlı, şerefli, manevi mevki sahibi, kadru kıymet sahibi bir zat idi. Cenabı hak; Ben onun yüzüne kalbinin güzelliğini aksettirdim. Onun yüzünde bir heybet vardır. İnsanlar elinden olmadan o heybetin etkisinde kalır. Onun sebebi ise kalbinin fuadındaki rabbimizin tecellisinin etkisinde kalıyoruz. Kişi de ona ayna oluyor.
4.Gurup
Kalbimizin derinliğindeki fuadımızda oluşan duyguların renginin Allahu tealanın kudretiyle vechemize yansıtması.
İsra suresinde Euzubillah bismillah, li yesuu vucuhekum acınızın yüzlerinize yansımasına yol açar, buyuruyor. Sizin fuadınızdaki acıların rengi yüzünüzde kendini ifade eder, buyuruyor.
1-Kalbimizde mevcut olan ruhi hallerin emareleri yüzümüzde belirir.
2-Kalbimizde bir sevinç ve surur hasıl olursa yüzümüz parlak olur, güleç olur, aydınlık bir şekilde zuhur eder.
3-Eğer kalbimizde hüzün veya korku varsa yüzümüzün rengi atar, bembeyaz kireç gibi olur veya bir morarma olur.
Nahıl, Zümer ve Zuhruf surelerinde Euzubillah bismillah, Vechuhu müsvedden yüzü simsiyah kesilir, buyuruyorken kimin yüzü simsiyah kesilir diye baktığımızda kendisine kız çocuğu nasip edilen babanın yüzünü tarif ettiği görüyoruz.
Halbu ki Hazreti Ayşe annemiz buyuruyor ki, Hazreti Fatma, peygamber efendimizin yanına girdiğinde Rasulullah (sav.) hemen ayağa kalkar, onu öper ve kendi yerine onu oturturdu, diyor.
Ali İmran, İbrahim, Yunus, Kıyamet Abese, Gaşiye surelerinde toplam 12 kez geçen bir ayeti celilede, Euzubillah bismillah, tebyaddu vucuhun ve tesveddu vucuh katerun, o gün bazı yüzler ağarır bazıları kararır buyuruyor. Cenabı hak bu Ayetlerin devamında 5 ayette cimrilerin yüzünün böyle olduğunu ifade ediyor. Cimrilerin cenabı hak katında bir sevgileri yoktur. Bu meymenetsizlikten kurtulmanın yolu cimrilikten kurtulmaktır.
5. Gurup
Allahu Tealanın Valideynleri İkaz Buyurması
Yusuf suresinde Euzubillah bismillah, Vechu ebu kum babamızın yüzü bize yönelsin buyuruyor. Burada da Yusuf aleyhisselamın kıssası anlatılır. Demek ki anne ve babalar evlatlarına sevgilerinde adil olması, aksi taktirde ağır şekilde ikaz ediliyor.
6.Gurup
Allahu teala’nın Kudretullahının şahikası olan kıyamet saatinin son bulması ile bir ve tek güç olan vacibül vücuttan başka (kendinin varlığı farz olan) her şey aslına rücu edecek.
Rahman ve Kasas suresinde Euzubillah bismillah, kullu şey'in halikun illa vecheh, onun yüzü dışında her şey aslına dönecek yok olacaktır, buyuruyor.
Bismillah, en eşkure ni'metekelleti en'amte aleyye ve ala valideyye ve en a'mele salihan terdahu ve aslıh li fi zurriyyeti, Yüce rabbimiz verdiğin nimetlere şükretmemizi, salih ameller işlemimizi ve neslimizin salihlerden olmasını bizlere de nasip eyle.
Amin, amin, amin… el Fatiha
Comments