Yüce Rabbimiz fasıklardan ve zalimlerden başka dost edinemeyeceğimiz 3 gurup için daha uyarı yapmıştır.
1-Zikirden Gafil Olan Kalp Ehli İle Birlikte Olmayın
Kehf suresi 28. Ayetinde Yüce Rabbimiz, Euzubillah bismillah, agfelna kalbehu kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız kimseler olarak tabir ettiği kişilere tutia yani boyun eğme buyuruyor.
Gafil; unutan, önemsemeyen ve bile bile terk eden anlamına gelir.
Araf suresinde de imanının gereğini yerine getirmeyen olarak tanımlar.
Peygamberimiz (sav.) bir hadisi şerifte Allah (c.c) gaflet ile umursamazlık içinde yapılan duaları kabul etmez buyuruyor. Yani dilimiz dua ederken kalbimizin başka şeylerle meşgul olması umursamazlık anlamına gelir. Günlük bir dua saatimiz olmalıdır. Camilerde bu asla mümkün değildir. Eğer kabul olacak dua istiyorsak sakin bir yerde sakin bir odada zihnimizle dilimizi birleştirip dua edeceğiz. Duanın yalvarma kıvamında olması gerekir. Kalpte bir hüzün olmalıdır. Dil gönül ve hüzün birleşmesi gerekir. Aksi taktirde bu dua olmaz, olmaz, olmaz.
3.GAFİLLER
Asilerle ve Nankörlerle Birlikte Olmayın
Cenabı hak İnsan suresi 24.ayetinde …La tuti’minhum Asimen ev kefura. Asi ve nanköre itaat etme, buyuruyor.
Asi kimdir? İtaat etmeyen günahkar kimselere asi denir. Kuranımızda eş anlamlarıyla birlikte 48 defa teyit edilen bu kelimenin ardından kefur geçer ki kefur nankör demektir. Kafirden farklıdır.
Nankör ise halk deyimiyle yediği ekmeğin, gördüğü iyiliğin kıymetini bilmeyen onu inkar eden demektir.
Kuranımızda Nankör olanlara çok acı uyarılar vardır.
Cenabı hak Nahl suresi 112. Ayeti celilesinde Euzubillah bismillah …Libasel cuı..nankör olanlara biz açlık elbisesi giydiririz buyuruyor. Bir insan elbise giydiğinde bedeninin tamamını örter ve dışarıdan görünür. Nankörlere giydirilen açlık elbisesinin de diğer insanlar tarafından görüleceği anlamına gelir.
Açlık elbisesi giydirildiğinin alametleri;
1-Midesi doyar ama gözü hiç doymaz.
2-Her türlü şeyi yer ama sürekli açlık hissi vardır.
3-Yediğinden asla lezzet alamaz.
4-Mide ve bağırsaklarına yedikleri dokunur.
5-Şiddetli kabızlık yaşar.
6-Ara ara yedikleri nefes borusuna kaçar ki bu nankörlüğünü hatırlatmak içindir.
7-Obezite olur ve her istediğini istediği kadar yiyemez.
Yine aynı ayette (Nahl/112.) …Libasel havfi… Nankörlere korku libası giydirilir, buyurulur. Kuranımız korkuyu hafv ve haşyet diye iki şekilde tanımlar. Haşyet, huşu demektir. Bunu büyük insanlar yaşar. Havf ise bizim gibi normal insanların yaşadığı korkudur. Açlık elbisesinde olduğu gibi bu elbise de bütün bedeni kuşatır. Onların çektikleri korku dışına yansır. Korku elbisesi giydirilenlerin alametleri;
1-Şükrün nişanesi olan zekatı vermeyen servet sahibinin; kaçırılma, öldürülme, soyulma korkusuyla uyku uyuyamaması. Gelirine şükredemeyenin geçinemiyorum korkusunu yaşaması.
2-Her günkü ömrü için şükretmeyenin; sürekli ölüm korkusu yaşaması.
3-Vücut organı ve bedeni için şükretmeyenlerin; kaçırılarak organlarına zarar verileceği korkusu, Hastalıkların beden güzelliğini kaybetmesi korkusu ve doğumların beden güzelliğini bozacağı korkusu yaşaması.
4-Eş nimetine şükredemeyenin; eşi ile tartışma, eşinden ayrılma ve eşinin ölümü korkusu yaşaması.
5-Evlat nimetlerine şükretmeyenlerin; evladını kaybetme ve evladının asileşip kendisine zarar vereceği korkusunu yaşaması.
6-Sağlık nimetine şükredemeyenin; kazalardan, virüslerden ve bulaşıcı hastalık korkusundan dolayı panik bozukluğu yaşaması.
Kuranımızda 9 adet nankörlük ayeti vardır. Biz sadece bir tanesini açıkladık. Önce virüs korkusuyla sonra deprem korkusuyla korku libasını nasıl giydiğimizi bizzat yaşadık.
Namazı Engelleyenlerle Birlikte Olmayın
Alak suresinde Euzubillah bismillah …yenha salla… namazı engelleyenlerle birlikte olma buyrulur. Namaz kuranımızda 99 defa geçer ki cenabı hak namazı kendi esması sayısınca terazili şekilde zikretmektedir.
Bu Kadar Anlatımlardan Sonra Biz Kimlerle Oturacağız?
Tevbe suresinde Euzubillah bismillah, …Ve kunu ma sadıkin… doğrularla beraber olun buyuruyor. Anadolu tabiriyle içi dış bir olanlarla birlikte olun. Cenabı hak bazı emirlerini bize melaikeleri aracılığı ile ulaştırır. Ama kuranımızın 1390 yerinde Kûn buyurarak direk emir verir.
Kehf suresinde Euzubillah bismillah …Yed una rabbehum… rabbine dua edenlerle birlikte olun buyuruyor. Sadece şirk bulaştırmadan rabbine dua edenlerle birlikte olun.
Hazreti Ömer Efendimizin rivayet ettiği bir hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (sav.) Yemek ikramını sadece takva sahibi olanlara yap, buyuruyor.
Hazreti Ömer Efendimiz ise Çok tövbe edenlerle oturunuz. Çünkü onlar en yufka yürekli olanlardır. buyuruyorlar.
İnikas
İnikas yani yansıma, insanlar ve cinniler arasında çok esastır. Sohbetlerin sırrı da bilgi ile birlikte inikastır. Öyleyse fasıklarla, zalimerle, gafillerle, asilerle, nankörlerle ve namazı engelleyenlerle beraber olanların, onları dost edinenlerin ve onlara meyledenlerin çok ağır şekilde ilahi olarak ikaz edildiklerini öğrendik.
Nisa suresi 140.ayeti celilede Ezubillah bismillah,…ve yestehzeu biha fe la tak’udu meahum hatta yehudu fi hadisin gayrihi innekum izen misluhum…onlarla oturmayın sizde onlar gibi olursunuz buyuruyor.
Yani fasıklarla, zalimerle, gafillerle, asilerle, nankörlerle ve namazı engelleyenlerle oturmayın. Sadıklarla, doğrularla, duasına şirk karıştırmayanlarla ve her gün tesbihatını yapıp çok tövbe edenlerle oturacağız. Ve yemeğimizi muttakilere ikram edeceğiz ki kalbimiz onlardan inikas dediğimiz faydalanmayı yapabilsin.
Geçen hafta (19.08.2023) Salihlerin ve Velilerin Sohbetine Niçin Katılınır? Sorusunun 3 cevabı olduğunu ve 1. cevabın Teveccühlerine muhatap olabilme ihtiyacından dolayı olduğunu öğrenmiştik. Dersimizin başında da ise aynı sorunun 2. Cevabı olan İnikâslarından Nasiplenebilme İhtiyacından dolayı olduğunu öğrenmiştik. Şimdi ise bu sorunun 3 cevabı olan
İnsiba boyaları ile boyanabilmek için maddesini öğreneceğiz.
Bakara suresinin 138. Ayetinde iki defa sibğa geçer ki temizlenme ve boyanma anlamına gelir. Cenabı hak Mu’minun suresinde de bu kelimeyi zeytin yağının rengi için kullanır. Rabbimiz en nur esmasının tecellisi olarak zeytin yağı renginin o boyayı temsil eden özellikte olduğunu açıklar.
Buna baktığımızda demek ki veli ve Salih kulların sohbetine katıldığımızda onların boyasının bizlere yansıdığını görürüz. Bu boya Cenabı hakkın özel boyasıdır. Biz onları sevdiğimizde onların boyası bize de yansıyor ve bedenimiz farklı bir güzelliğe bürünüyor. Bizim bu güzelliği almamız için bu güzelliği taşıyan kişilerle birlikte olmamız gerekiyor.
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Davut (as.) Allahım senden seni sevmeyi, seni seveni sevmeyi, senin sevgine ulaştıran amali yapmayı isterim. Allahım senin sevgini bana kendimden, ailemden ve soğuk sudan daha sevimli eyle diye dua ederdi.
Rasulullah (sav) bu duaya ekleme yaparak; Allahım bana sevgini ve senin yanında sevgisi bana fayda verecek olan kimsenin sevgisini ver. Allahım sevdiğim mal, evlat ve sıhhatten bana ne verdinse onları senin sevdiğin konularda bana güç ve kuvvet ver. Allahım sevdiklerimden neyi benden aldınsa onları bana ibadetlerimde kuvvet ver, diye dua buyurdular.
Başka bir hadisi şerifte ise Peygamber Efendimiz (sav); Allah bir kulunu sevdiği zaman arzdakilere de kabul olarak yerleştirilir. Yani yerdeki müminler ellerinde olmadan dahi kişiye karşı sevgi duyar. Çünkü sevgi yüce Allahtan’dır. Kalpten karşılıksız sevme varsa o kişiyi Cenabı hakkın da sevdiğinin işaretidir.
Salih ve Veli Olduğuna Kuvvetle Kanaat Ettiğimiz Kişiler
Bir insana salihtir, velidir diye tanımlar gönlümüzden kanaat ederiz. Ancak ölürken mümin olarak vefat etmesi gerekir. Gerçek Salih gerçek veli odur.
Duasının Kabulu Umulan Kişiler
Kalbimizdeki kanatın gereği olarak o kişilerden dua ve istiğfar isteriz. Tövbe istenmez. Peygamberler dahi bir başkası adına tövbe edemez. Herkes kendi nefsine tövbe eder. Dua İstediğimiz kişinin ben neyim ki diye güya tevazu göstermesi küstahlıktır. İsterse günah içinde boğulan kişi olalım başım üstüne diyerek unutmadan ona dua etmemiz gerekir. Bu meşrudur ve delili vardır.
Hz. Abdullah bin Ömer Aktarıyor; Babam Peygamberimizden umreye gitmek için izin istedi. Allah Rasulu (sav.) onun gitmesine izin verdi. Ve buyurdu ki; Kardeşim, dualarına bizi de ortak et. İşte bu kıssa aynı zamanda Teveccüh Rabıtasının en güçlü delilidir.
Muhabbet Rabıtası
Geçen hafta giriş yaptığımız ve temelini atıp yüzeysel geçtiğimiz muhabbet rabıtasını biraz daha detaylı ve derinden inceleyelim.
Daha önce öğrendiğimiz 7 duanın dördüncüsü olan ‘’Ya rabbi zatının muhabbetiyle ve zatına yaklaştırdıklarının muhabbetiyle rızıklandır.’’ Duasını Muhabbet rabıtasının gereği olarak yapıyoruz.
Muhabbet Rabıtasını Kimlere Yaparız?
1-Veliler için yaparız. Onları severiz, onlar rabbimizin özel dostlarıdır ve kuranımızda 40 defa geçer. 2- Salihler için yaparız. Salihler, velilerden bir derece aşağıda olup kuranımızda 75 defa geçer. 3- Muttaki müminler için yaparız ki kuranımızda bunlar 258 kez geçer. 4- Muhlas yani ihlaslı müminler için yaparız. İhlaslı müminler kuranımızda 31 defa geçer. 5-Muhsin müminler için yaparız. Muhsin müminler kuranımızda 38 kez geçer. 6-Umum yani genel müminler için yaparız. Kuranımızda 879 kez geçer. Bu altı gurubun tamamına muhabbet etmek zorundayız. Bunun delilerine bakarsak;
Haşr suresi 10 ayeti celilede, Euzubillah bismillah, Rabbaneğfirlena ve li ihvaninellezine sebekuna bil imani.. bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi bağışla, buyurmaktadır.
Tevbe suresi 100. Ayetinde Bismillah …el muhacirine vel ensari vellezinettebeuhum bi ihsanin radiyallahu anhum ve radu anhu.. Muhacirler ve ensar ve ihsan ile ardınca gidenlerden Allah razı oldu, buyuruyor. Onların ardından gidenler yani tabiin ve tebai tabiin burada övülmektedir. Sahabeye, tabiine ve tebei tabiine küfretmeyi marifet sayan sapkınların sayıları gün geçtikçe artmakta iken bilsinler ki onlara muhabbet etmedikçe cenabı hakkın rızasını kazanamazlar. Kim ne derse desin nasıl düşünürse düşünsün bizim görevimiz bu ayeti celile ile rabbimizin övdüğü bu zatlara muhabbet etmektir. Aksi halde ölüm esnasında imanımızı kurtarmamız mümkün değildir.
Peygamber Efendimiz (sav) bu iki ayeti tefsir niteliğinde Hazreti Ali Efendimize hitaben; Ya Ali! Yüce Allaha hamd et. Bana salavat getir. Erkek ve kadın müminler için Allahtan mağfiret dile. İmanla seni geçen kardeşlerin için de mağfiret dile, buyurdular.
Başka bir hadisi şerifte ise Peygamber Efendimiz (sav); Yüce Allah kişinin dualarına başkalarını katmayıp kendi nefsine dua etmesine gazaplanır, öfkelenir, buyurdular.
Üçüncü hadisi şerifte ise Peygamber Efendimiz (sav); Kim her gün Allah’ım! Bana, mümin kadın ve mümin erkeklere mağfiret et derse kendisine her müminden bir sevap hediye edilir, buyurdular. Yani kişi bir kelimeyle iki milyar sevap kazanır.
Peygamber Efendimiz (sav.) bir başka hadis şerifte; Mümin kadın ve mümin erkekler için her gün 27 defa istiğfar eden kişi, duası kabul edilenlerden olur, yer yüzü onunla rızıklandırılır. Velayete kanat açar, geldiği gittiği her yer bereketlenir, buyuruyor.
Bizler de günlük yaptığımız tesbihatın duasını, istiğfarını, suresini hediye ederek bu nimetten yararlanmış oluyoruz.
Sözün Özü; Veliler ve Salihler bize teveccüh eder bizler de onlara muhabbet ederiz.
Euzubillah bismillah, Rabbena aleyke tevekkelna ve ileyke enebna ve ileykel masir…Ey Rabbimiz ancak sana tevekkül ettik yalnız sana yöneldik dönüşte ancak sanadır.(Mümtehine/4) Amin Amin Amin. El Fatiha…
Comments