Tesbihin zikre dönüşmesi
Cenabı Hak Kehf suresinin 39. ayetinde Euzubillah bismillah …ma şaallahu la kuvvete illa billah… Allah ne dilerse o olur, Allahtan başka hiçbir güç yoktur, buyuruyor. Bir şeye maşaallah dediğimizde bu güzellik Allahın dilemesiyle oldu ve Allahın dilediği olur, temennisinde bulunmuş oluyoruz.
La kuvvete illabillah tesbihtir. Kuvvet Allah’tandır. Cenabı Allah bunu kuranımızda bildirir ve peygamberimizin diliyle de tebyin eder. Bir peygamber ümmetine Tebliğ, Tebyin, Teşri ve Temsil (4T) yapmak üzere 4 görev için gönderilir. Tebyin; Peygamberin Cenabı hakkın emirlerini açık ve net şekilde açıklamasıdır. Bir tesbihi çekmek zikirdir. Zikir yapmak için gerekli olan abdest almak gibi ön hazırlık yapmak ise tesbihtir. Zikir tekraren tekraren söylemektir.
Hazreti Peygamber Efendimizden 5 hadisi şerifi dinleyerek bu ayeti daha iyi anlayalım;
1-Hazreti Eba Hureyre (ra.) aktarıyor; Peygamber Efendimiz (sav.) la kuvvete illa billah ifadesi en hafifi üzerinizdeki üzüntüyü yok etmek olan 99 derde çaredir, buyuruyor.
2-Hazreti Abdullah bin Mesut (ra.) aktarıyor; Peygamber Efendimiz (sav.) Allaha karşı masiyeti terketmek ancak onun yardımıyla olur. Allaha karşı itaatte ancak Allu tealanın yardımıyla olur, buyurdular.
Nefsimizin önüne geçmemiz ancak Rabbimizin la kuvvete illa billah ayetinden bize tecelli edecek yardım sayesinde olur. Günah işlememek için veya bir ibadeti yerine getirebilmemiz ancak O’nun yardımıyla olur.
Onun için günlük olarak mutlaka Rabbim hayırlı ise nasip eyle diye dua etmeliyiz. Aksi halde verilen nimet ilk aşamada güzel olsa da sonra öyle bir imtihana tabi oluruz ki kaldıramayız.
Sevmediğimiz şeylerden de cenabı hakkın yardımıyla korunuruz bundan dolayı da rabbim nefsimiz ıslah eyle diye dua etmeliyiz aksi halde nefsimize gücümüz yetmez.
Aynı hadsi şeriften 3 dua rabbim iblisin musallatlığından muhafaza eyle diye dua etmeliyiz aksi halde yine şeytana karşı da gücümüz yetmez. Hele hele ölüm sekaratı ve kabir sualindeki musallatlığına hiç güç yetiremeyiz.
Kısaca la kuvvetye illa billah dendiği anda ruhumuz en basiti hüzün olmak üzere 99 şifa bulur. Hayırlı iş yapmak için veya günahtan uzaklaşmak için yardım almalıyız. Bunun için de bu üç duayı sürekli yapmamız gerekir.
3-Hazreti Peygamberimiz (sav.); Hoşunuza giden bir şey gördüğünüz zaman Ma şaallah la kuvvete illa billah deyiniz, buyuruyor. Her hoşumuza giden nimet için söylediğimizde o nimet afiyete dönüşür, hayırlı olur ve imtihan olunmayız.
4-Hazreti Peygamber Efendimiz bir hadisi şeriflerinde; Ezan okunurken hayye alessaleh dendiğinde iki defa la kuvvete illa billah deyiniz. Hayye ale’l felah derken de yine iki defa la kuvvete illa billah deyiniz, buyuruyor.
5- Enes bin Malik (ra.) naklediyor. Peygamberimiz buyurdular. Evinizden çıkarken şu duayı okumanız kafidir. O adam muhafaza altına alınır. Şeytan ona musallat olamaz, bir kenara çekilir. Bismillah, Tevekkeltü alellah la havle vela kuvvete illa billah.
Bir hafta süresince La havle ve la kuvvete illa billahil alıyyül azim metnini bütün kitaplarımızda taradık ve aleyyül azim kısmının sonradan eklenmiş olduğunu gördük. Hadisi şeriflerin hiç birinde aleyyül azim geçmiyor. Bu metindeki La havle Senden başkasında güç ve kuvvet yoktur anlamına gelir ve peygamberimizin ekidir. Bu bir tebyindir. Ve la kuvvete illa billah ise Rabbimizin ayetidir. Bu duanın gerçek hali la havle vela kuvvete illa billah şeklindedir.
Geçen haftaki dersimizde Cenabı hakkın 5. hakkı olan cenabı hakkın kuvvetini anlamamız için 3 esma-i şerifi bilmemiz gerektiğini söylemiştik. Bu esma-i Şerifelerin birincisi olan el Kavi (cc) öğrendik.
İkinci esma-i şerif ise el Kadir (cc)’dur.
El Kadir esma-i şerif kuranımızda 132. Ayette geçer. Bu ayetlerden Vallahu, innallehe, ennallahe,innahu, enneke ile başlayıp ala külli şey’in kadir olarak biten 38 ayet vardır.
El kadir esma-i şerifi kuranımızda iki şekilde geçer. Bunların 14 tanesinde Kâdir şeklinde olup (â) uzatılır. Diğerleri de Kadîr olarak geçer (î) uzatılır. Bunun sebebini araştırdğımızda; kullar olarak dua ederken (î) uzatıp Kadîr olarak söylemesi zordur. Kâdir olarak okunarak dua etmesi daha kolaydır. Cenabı hak bizlere nasıl dua edeceğimizi dahi talim edip öğretiyor. Bu Rabbimizin bize ikramıdır.
El Kadir esma-i şerifin tecellisi ile yeryüzünde gerçekleşen olayların ayetlerdeki örneklerden 44 tanesini paylaşacağız.
1- Cenabı hak Enam suresinin 96. ayetinde Euzubillah Bimillah El falıkul ısbah… buyurur. Ardın da Müzemmil suresinde; Geceyi güneş ile yarıp aydınlatırız ve gündüzü de karanlık ile örter geceye çeviririz, buyuruyor. Cenabı hak bunları el falık esma-i şerifin tecellisiyle halk eylediğini ifade ediyor.
Günümüz teknolojisine göre gece ve gündüzün oluşumuna baktığımızda biliriz ki dünyamızın güneş gören kısmı aydınlık olup gündüzdür. Diğer kısmı ise karanlık ve gecedir. Dünya dönerek gece ve gündüz yer değiştirir. Bunun bir savrulma olmadan dönmesi rabbimizin kudreti ilahisidir. Bunu 1400 yıl öncesinde kuranımız öğretmiştir.
İnanmayan kesimlerin sizde her şey kur’an da mevcut diyorsunuz eleştirilerine karşı Neml suresinin 88. ayetinde Ezubillah bismillah Merres sehab sun’allahillezi… bulutlar nasıl hızlı şekilde dönüyorsa dünyayı da aynı şekilde döndürürüz, buyuruyor. Bu Allahın sizin akıl terazinizin tartamayacağı sanatıdır. Burada geçen sun’a onun sanatını ifade eder.
Yasin suresinin 38,39 ve40. ayetlerinde güneşin kendine özgü bir hareketi olduğu bildirir. Ve bu yörüngeyi kuru hurma dalına benzetir. Bilim güneşin hareket ettiğini yeni kabul ederken kuranımız 1400 yıl önceden güneşin de bir yörüngesi olduğunu bildirir. Allahın sanatı olduğunu bildiren sun’a fiili esması 20 ayette geçer. Sanayi devrimi insanoğlunun kendi hazzını artırırken kendi sonunu hazırlıyor. Sera gazı felaketi ilerde dünyayı açlık saracağı mucizesi ileride yaşanacaktır. Bunların tamamı bu esma-i şerifin içerisinde mevcuttur.
2- Yasin suresinin 81. Ayetinde Euzubillah bismillah …yehluka mislehum buyururken el Hallak (cc) esması öne çıkar. Biz onların nesillerini kendileri gibi yaratmaya kadiriz, buyurur.
İnsanoğlunun tırnaklarındaki, derilerindeki saçlarındaki ve vücüdundaki tüm hücreler sürekli yenilenmektedir. İnsan tırnak ve saçları dışındakilerin farkına dahi varmaz. Bu yenilenme nedeniyle insanın doğduğu gün ile öldüğü gün farklı insandır. Ama misli yani benzeridir. İnsan öldükten sonra dirildiğinde de yine farklı hücrelerle yaratılacaktır.
3. Ülkemizde kadere baş kaldıran guruplar mevcuttur. Kader kelimesi el Kadirden türemiş olup kuranımızda 70 ayette geçer. Kaderi inkar edenler bu ayetleri inkar etmiş olurlar. Her şeye kadir olan Rabbimiz kaderi bazı yerlerde takdir olarak, bazı yerlerde ölçü olarak, bazı yerlerde miktar olarak, bazı yerlerde de tayin olarak ifade eder. Kadere iman amentümüzün esasıdır. Buna iman etmeyenler bedelini ödeyeceklerdir.
4- Rabbimiz Enam suresinin 65. Ayetinde de zelzeleleri oldurmaya kadir olduğunu bildiriyor. Rabbimizi el kadir esması tecelli eder ve fay hattı kırılır ve deprem olur. Bunu da engellemeye kimsenin gücü yetmez. Deprem ve zelzele aynı şey değildir. Olmuş olana deprem, olacak olana zelzele denir.
5-Kıyamet suresinin 4. ayetinde sizin parmak uçlarınızı yaratmaya kadir olandır, buyurur. Dünyada hiç kimsenin parmak izi aynısı değildir. Her insan tektir. Göz retinası, topuklar, parmak izleri ve avuç içleri farklıdır. İşte bu insanın tek olduğunun mührüdür.
6- O ölüleri diriltmeye kadir olandır. Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’de Üzeyr -aleyhisselâm- ve Ashâb-ı Kehf’in ibret ve hikmet dolu kıssalarını, “ba’sü ba’de’l-mevt”e bir misâl olmak üzere beşer idrâkine sergilemiştir. İnananlarla inanmayanları birbirinden ayıran çizgi budur. Cenabı hak kuranımızın 67 yerinde Biz öldükten sonra diriltmeye kadiriz, buyurur.
7- Neml suresinde Lut kavmini yerin dibine geçirmeye kadir olandır, buyurur. O kavmi el kadir esma-i şerifin tecellisi ile gök yüzüne kaldırıp yerin 280 m dibine geçiren O’ dur.
8-Rabbimiz Sebe suresinde zırh yapmayı size öğreten, O kadir olandır, buyurur. Cenabı Allah Davut (as) vesilesiyle insanın kendini korumak için kullandığı zırhı yapmayı öğretir. Davut (as.) Demiri eriterek zırh yapan ilk insandır.
9- Yine Sebe suresinde insanların gezmeleri için gerekli kuvveti biz verdik, buyuruyor. Yorulmamız o verilen kuvvetin azalmasındandır.
10- Cenabı hak Fussilet suresinin 10. Ayetinde de yeryüzünün 40 bin km hızla döndüğü halde üstündekileri savurup dışa atmaması için dağları denge olarak yarattık, buyuruyor.
11- Vakıa suresinin 60. Ayetinde ölümü taktir edip yaratmaya kadirdir, buyurur. Hastalıklar ölümün sebebidir. Hastalık veya kazalardan birisiyle ölümümüz taktir edilmiştir. Nasıl öleceğimiz kader programımızda yazılmıştır. Ölümü yaratan rabbimizdir. Ölüm aynen insan gibi canlıdır. Rabbimiz ölüme kün (ol) emrini verir o da tecelli eder. Buna kadir olan O’dur.
12- Abese ve Ala surelerinde Nutfeye can veririz buyurur. Onu insan bedenine çevirerek kuvvet verip dünyaya göndeririz, buyurur.
13- Ala suresinde hidayet etmeye kadir olandır, buyurur. Bizler Müslüman anne ve babadan doğan miras yedi müslümanlarız. Her hangi bir aramaya giremeden Müslüman olma nimeti nasip olmuştur. Arayışa girip kafasında bunalımlar yaşayarak Müslüman olmak isteyği kalbinde meyil oluşanlara Rabbimiz hidayet verir. Kalplerden geçeni bilen ancak O’dur. Ancak hidayet nasip olan kişi Müslüman olur. Aksi halde Müslüman olamaz. İşte Rabbimiz kalplerdeki o nuru oluşturmaya kadir olandır.
14- Rad, Mu’minun, Zuhruf ve Kamer surelerinde size su vermeye veya vermemeye, suyu afete çevirmeye veya çevirmemeye kadir olan Allah’tır buyuruyor.
15-Cenabı Hak Mu’minun suresinde o suları göllerde biriktirmeye bazılarını tatlı bazılarını acı yaratmaya kadiriz, buyurur. Cenabı hak Killi toprağı yaratmasa bu sular nerede birikebilirdi? Suda yaşayan canlıların yaşam alanı nasıl olurdu? Bu barajlar olmasa içme suyu nasıl verilirdi? Sulama suyu nasıl kullanılırdı?
16- Taha ve Murselat surelerinde kalplerimizdeki hüzün aklımızda ki gam ve fitnenin belirlenen süre kadar kalacağı ve bu süreyi belirleme Rabbimizin kadir olduğu buyrulur.
Gittiğimiz yerlerden tekrar dönmemiz için de süre verildiği ve bu mühlet bittiğinde geri dönebileceğimiz haber verilir. Buna kadir olan Allah’tır.
17- Cenabı hak Ahzap suresinin 38. ayetinde euzubillah bismillah …ve kane emrullahi kaderen makdura, buyurur. Cenabı hak kendi emirlerini dahi belirlenen süre içinde verdiğini buyurur. Rabbimiz kendi emirlerini dahi süreye bağlamıştır. Kainatta hiçbir an başıboş seyretmez. Herhangi bir şeye tesadüf eseri diyen birisi bu ayetleri inkar etmiş demektir.
18- Rabbimiz rızıkları belli bir ölçüyle verdiği 12 ayette bildirilir. Sadaka ve dua ile rızıklarınızı artırabiliriz, buyuruyor. Tam tersi dua ve sadaka vermeyenin rızkı azalır. Rızkı azaltıp çoğaltmaya kadir olan Rabbimizdir.
19- Allahu teala umulmayan yerden rızık vermeye kadirdir. Bunun için de yine dua etmeliyiz. Beklenmedik yerden gelen rızık kudretullahtandır. Normal olarak ayrılmış rızık sünnetullahtandır.
20- Bakara ve Talak suresinde İnfak etmeyi ve infak etmeyi sevdirmeyi biz veririz. O sadakayı vermeyi nasip ettiğimiz gibi verilen kişiye başa kalkmamayı da biz veririz, buyurur. Bu lütfu yaratan rabbimizdir. Verilen sadaka veya yardım başa kalkınca bereketi gider ahirete bir şey kalmaz. Başa kalkan bir de suç işlemiş olur. Bu suçun bedelini öder. Bunu öğreten biziz buyuruyor.
Ey yüce Rabbimiz! El kadir esma-i şerifen hürmetine dünyadaki Müslüman kardeşlerimize kuvvet bahşeyle, kudretinle bize yardım eyle, bizi sadhı arza (bütün dünyaya) muktedir eyle…
Amin Amin Amin… el Fatiha…
Comments