1-Unutkanlıkların Çözümü için Rabbimizin Reçetesi
Kuranımızda geçen ve geçen haftaki saydığımız 9 ana gurup günahlar sebebiyle oluşan unutkanlıklardan kurtulmamızın reçetesini Cenabı Hak Kehf suresinin 24. ayetinde Euzubillah bismillah …vezkur rabbeke iza nesite… unuttuğun vakit rabbin zikret, buyurarak bizlere öğretmektedir.
Bu ayete göre cenabı hakkın 99 esmasından günahlarımızın affedilmesi ile alakalı olan 5 esma-i şeriften (Tevvab, Gafir, Ğafur, Gaffar ve el Afuvv) herhangi birisiyle -ayak üstü de olsa- dua ve zikir etmeliyiz.
Çünkü;
1-Zikir, kalbi gafletten kurtaran tek ilaçtır.
2-Zikir, unutkanlığı önlemek için ikinci bir tedavi yöntemidir. Bu yüzden unuttuğumuzda acil olarak gafletimizi telafi etsin ve ikinci aklımızı temizlesin diye yukarıdaki esma-i şeriften biriyle 33 defa zikir etmeliyiz. Bu tür zikirler 11 defa veya 33 defa olur. (Müsait değilsek 3 defa da olabilir.)
Bu esma-i şerifleri kısaca açıklarsak; Ya Tevvab, tövbeleri kabul eden. Ya Gafir günahları affedici. Ya Ğafur, günahlarımızın çokluğuna bakmaksızın affeden. Ya Gaffar, çeşidine ve miktarına bakmaksızın tekraren işlediğimiz günahları affeden. Ya Afuvv, affedici ve mağfiret edici. Af, Rabbimizin günahları silmesidir. Mağfiret ise okunacak şekilde üstünü çizmesi anlamına gelir.
Cenabı hak Nasr suresinin 3. ayetinde Euzubillah bismillah, Fe sebbih bi hamdi rabbike vestagfirh, innehu kane tevvaba, O zaman, Rabb'ini hamd ile tesbih et. Ve O'ndan mağfiret dile. Kuşkusuz O, tevbeleri kabul edendir, buyurarak istiğfar ve tevbeyi aynı ayette ard arda zikreder ki ikisi birbirinden farklıdır.
Bizler istiğfar ve tövbeyi her gün yapmamız gerekir. Bu ayet kuranımızda nüzul olan son surenin ayetidir. Kişinin ölüm anındaki son vasiyeti gibidir. Görünürde peygamberimize dolaylı olarak da dünkü bu günkü ve gelecekteki ümmetine emredilmiştir. Nasr suresi indiğinde Peygamberimiz (sav.) vefat edeceğim haberi bildirildi, buyurdu. Bu surenin diğer bir adı veda suresidir.
3-Cenabı Hak Enfal suresinin 33. Ayetinde Euzubillah bismillah Ve ma kanallahu li yuazzibehum ve ente fihim, ve ma kanallahu muazzibehum ve hum yestagfirun, Habibim Sen onların içindeyken, Allah, onlara azap etmez. Onlar, bağışlanma diledikleri sürece de Allah onlara azap edecek değildir. Peygamberimiz (sav.) şuan aramızda olmadığı için bizler de istiğfar ederek bu güvenceden faydalanmış oluruz. Cenabı hak umuma gelecek yer altına girdirilme azabını kaldırma şartı olarak 1-Peygamberimiz hayatta olmasını, 2- sonraki ümmetlerin de içerisinde istiğfar edenlerin bulunmasını şart koşmuştur.
4-Rabbimiz Hud suresinin 3. Ayetinde Euzubillah bismillah Ve enistagfiru rabbekum summe tubu ileyhi yumetti'kum metaan hasenen ila ecelin musemmen ve yu'ti kulle zi fadlin fadleh. Rabbinizden istiğfar ile mağfiret dileyiniz sonra ona tövbe ediniz sizin eceliniz gelene kadar güzel bir nimet ve meta ile müstefit ettirsin ve her fazilet sahibine fazlını versin, Buyurarak istiğfar ve tövbe edenlerin fazilet sahibi olduğuna işaret buyuruyor.
İstiğfar ve tövbe yapanlara verilen nimetleri artırıp bereketlendireceğini vaad ediyor. Eğer kazancımız bereketli değil de haydan gelen huya gidiyorsa o kazanç bereketsizdir. Verilecek metaların dünyada kullandığımız her şey sizin için salih amel olacağını tane tane önümüze koyuyor.
5- Cenabı hak Hud suresinin 90. Ayetinde euzubillah bismillah, Vestagfiru rabbekum summe tubu ileyh, inne rabbi rahimun vedud. Rabbinize istiğfar edin sonra ona tövbeyle rücu edin şüphesiz rabbim çok merhametli ve çok vedut’tur, buyuruyor. Kuranımızın hemen her ayetin sonunda bir esma-i şerif zikredilir. Ayet sonundaki bu esma-i şerif ayetin konusuyla iç içe olup adeta özeti gibidir. Vedut esma-i şerifin anlamı seven, sevilen demektir. Rabbimiz hem sever hem de kendisinİ sevilmesini ister. Vedut esma-i şerifine göre istiğfar edenlere Rabbimiz 3 hediye ikram eder. 1-Rabbimiz o kişiyi sever. 2-Kendisi Rabbini sever. 3-O kişi toplumdaki insanlar tarafından sevilir.
Nelerden İstiğfar Etmeliyiz?
Cenabı hak bakara suresinin 286. Ayetinin içerisinde bismillah, la tuahızna bizi ahaze etme, bizi sorgulama buyuruyor. Bu ayet bize istiğfarlık günahlarımız hatırlatır.
Peygamberimiz (sav.) Rabbim! Bana günahımı, cahilliğimi, işlerimde aşırı gidişimi ve senin benden daha iyi bildiğin her şeyi bana bağışla. Allahım! hatalarımı, kasten yaptıklarımı, bilgisizce yaptıklarımı, şakalarımı bana bağışla. Allahım! bütün bu yanlışlıklar bende var. Allahım! önden neyi gönderdin geriye neyi bıraktınsa, neyi açığa vurdun neyi gizledinse bana bağışla. Allahım! sen öne alan geriye bırakansın, şüphesiz ki her şeye gücü yetensin, diye dua ederdi.
Bu duadan da anlıyoruz ki her gün istiğfar etme sorumluluğumuz vardır. İstiğfar gerektiren bu davranışlarımızdan pişmanlık ve nedamet duyarak dua etmeliyiz. İstiğfar bir duadır. Yaptıklarımızdan dolayı kalbimizde bir pişmanlık duymuyorsak Rabbimizle alay etmektir. Hatalarımızın, kusurlarımızın, yanılmalarımızın, sehillerimizin, mekruhlarımızın, malayanilerimizin, gafletlerimizin ve bazı unuttuklarımızın bağışlanması için istiğfar duası yapmamız yaklaşık 50 ayette emredilmiştir. Peygamberimiz bu emirler gereği günde 100 defa estağfurullah ve utubu ileyh duası ederek fiili olarak bizlere örnek olmuştur.
İşleyeceğimiz her türlü ibadet, taat ve salih amellerimiz ki bunlar yine farklı kavramlardır. İbadet rabbimizin emridir. Niyet ederek içtiğimiz bir yudum su dahi taat ve salih amel olur. Camiye girerken ayakkabımızı kıbleye döndürürsek taat ve salih amel olur. Camiye girerken niyet ettim nafile itikafa diye niyet etsek camide bulunduğumuz her an itikaf sevabı alırız ve taat ve salih amel olur… bu şekilde yüzlerce örnek çıkabilir.
İnsanların yaptıklarını bilinçli, şuurlu, ihlaslı ve samimi yapmaları önemlidir. Bu konuda peygamberimiz (sav); Kim kalbi ile günahını izhar ettiği ve açığa çıkardığı halde diliyle istiğfar ederse Rabbiyle alay etmiş gibidir, buyuruyor. Kalbimiz yaptıklarımızdan nedamet duymuyorsa, estağfurullah derken gözümüz başka şeyle meşgul oluyorsa kalbi ile dili birbirinden ayrı düşüyorsa kişi Rabbiyle alay etmiş olur.
Vefat eden kişilere istiğfar edebiliriz. Hayatta olan dostlarımız için en az 3 olmak kaydıyla yerine göre 11 veya 33 defa istiğfar edebiliriz. Ölen kişi için söylediğimiz Allah tahsiratını affetsin duası onun için istiğfar etmektir. Ancak ne hayatta olan ne ölen kişi için asla tevbe edilemez. Tevbeyi ancak günahı işleyen kişi kendisi yapabilir.
1-Farz namazı kılıp selam verdikten sonra 3 defa Estağfirullah el-azîm ve etûbu ileyh, demek sünnettir. 2-Abdest aldıktan sonra gusül veya namaz abdesti aldıktan sonra da Estağfirullah el-azîm ve etûbu ileyh, demek sünnettir. 3-Bir mecliste sohbet edip ayrılırken de yine 3 defa Estağfirullah el-azîm ve etûbu ileyh, demek sünnettir.
Abdest almak, gusletmek bir ibadettir. İbadetten sonra istiğfar etmek kabul olmaya yakın bir duadır.
Toplumumuzda kullanılan bir alışkanlık gereği birisine karşı saygısızlık veya hata yaptığımızda estağfurullah deriz. Estağfurullah, Rabbim beni affet demek olduğu için yaratılan birine hitaben kullanamayız. Estağfurullah sadece yaratıcıya karşı kullanılır.
Her gün Tövbe Etme Sorumluluğumuz
Cenabı hak Enam suresinin 43. Ayetinde euzubillah bismillah, Fe lev la iz caehum be’suna tedarrau ve lakin kaset kulubuhum ve zeyyene lehumuş şeytan uma kanuya’melun, Hiç olmazsa onlara sıkıntılarımız dokunduğu vakit yalvarsalardı. Fakat kalpleri katılaştığı için şeytan da onlara yaptıklarını süsleyip şirin gösterdi, buyuruyor.
Tövbe kelimesi kuranımızda 87 yerde geçer. Müslümanlar olarak toplam 125 günahla iç içe olduğumuz için Hazreti peygamberimiz her gün 100 kere tövbe ederek bize örnek olmuştur. Bizler de her gün yüz defa allahummağfirli ve tub aleyna, inneke entet tevvabur rahim, tövbesini yapmamız gerekir. Bu dua bakara suresinin 128. ayetinin 3/ 2 sidir.
Bu 100 isiğfar ve 100 tövbenin ardından adeta mührü gibi 3 defa seyyidül istiğfar okuyarak; 1-Bakara suresinin 286. Ayeti celilesinin, Nasr suresinin 3. Ayeti celilesinin, Enfal suresinin 33. Ayeti celilesinin, Hud suresinin 3. ve 90. Ayeti celilesinin ve tövbe ile ilgili 6 ayetle toplam 10 ayeti celilenin emrini yerine getirmeye çalışıyoruz.
Burada yine yanlış bir inanca dikkat çekmeliyiz ki; Günlük olarak tesbihat yapmak, tövbe ve istiğfar etmek sadece dervişlerin veya ehli tarikatın sorumluluğu değildir. Kuran ayetleri belli bir guruba hitap etmez. Peygamberimiz dahi günlük olarak bunu yapmışken herkes tesbihattan, tövbe ve istiğfardan sorumludur.
Bu yanılgımızın sebebi; 1- Dinimizi anlatamayan hokkabazlar, 2- Cehaletimiz, tembelliğimiz ve gafletimizdir.
Ey Yüce Rabbimiz! el vedud esma-i şerifin hürmetine, el vedud esma-i şerifini zatı tealana tevessül ederek yalvarıyoruz ki; Bizleri sev, bizleri sevdiklerine sevdir. Amin, Amin, Amin… el Fatiha…
Comments