HZ. İSA' (a.s) NIN DECCAL İLE MÜCADELESİ
İnsanların imtihan olunması için istitracın zirvesine çıkarılan deccal ile Hazreti İsa aleyhisselam'ın mücadelesinden önce imtihanın delilini kısaca olarak bir dinleyelim. Enfal suresinin 42. ayeti celilesinde Esteuzibillah ve lakin li yakdiyallahu emren kane mef'ulen, buyrulmaktadır. Allah (c.c) nun ezeli ilminde olacağını bildiği ve istediği bir olay onun iradesinin tecellisi ile gerçekleşmesine hükmolunmuştur. Ta ki delili açıkça gördükten sonra küfrü seçenlerin küfürleri sebebiyle helak olsunlar. Hücceti delili ve kanıtı açıkça gördükten sonra imanı seçenlerin de imanları sebebiyle hayat bulsunlar. Cenabı hak buyuruyor ki kulum diyor, hangi dini, hangi dinsizliği seçerse seçsin hayatı süresince ben onun önüne hücceti, delili ve kanıtları koyacağım ki ben bilmiyordum da küfrü seçtim diyemeyecek diyor. Müslüman olanın ya da olmayı düşünenin de önüne de delilleri, kanıtları koyacağım ki taklidi olarak atadan gelme iman etmek değil aklıyla delilleri görerek iman etsin istiyor. Cenabi hak böyle çevresindekilerden etkilenerek atasından gelen bir gelenek gibi yaşayarak iman edenlerden hoşnut olmuyor. Küfrü seçen bir kişinin şüphe ve kafa karışıklığı sebebiyle seçmiş olmasını istemiyor cenabı hak. Bilerek isteyerek net ve berrak küfrü seçtiğini kabullensin istiyor. Burada Cenabı hak irademize o kadar önem veriyor ki yaptığımız iyi kötü bütün fiillerimizde asla zorlama yoktur. Cenabı hak kuranı kerim'de biz kullarına iradenin serbest bırakıldığına dair 148 ayeti celile mevcuttur. Allah kaderime yazmış o yüzden falanla evlendim gibi düşünceler sapıklıktır. Cenabı hak kiminle evleneceğimiz bilir ama irademizi zorlamaz. Bir kişi bütün bunlara rağmen küfründe ısrar ederse sebebi kibrinden ve ucbundandır. Kibir; kendini büyük görmek ucb ise kendi nefsini ve fikirlerini beğenmektir.
Deccal Kimdir?
Adem aleyhisselamdan Hazreti peygamberimize kadar gelmiş geçmiş bütün peygamberler ümmetlerini bu deccala karşı uyarmışlardır. Çünkü dünyada hiçbir yaratılmışa Deccal kadar istidraç verilmeyecek. 14 hadis kitabımızdaki hadis şerifleri tane tane derleyerek bir metin haline getirdik. Şimdi bu gaybi mucizeleri basamak, basamak yüce peygamberimizden dinleyelim. Daha önceden iman etmeyen veya iman etmiş olup da bir hayır kazanmayanlardan şu 3 alameti gördüğü zaman iman etse dahi ona faydası yoktur buyuruyor. Nedir bu 3 alamet; Güneş batıdan doğduğunda, Deccal çıktığında, Dabbetül arz çıktığında Devam ediyor peygamberimiz, Her biri Allah'ın resulü olduğunu iddia eden, yani peygamber olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı deccal meydana çıkmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Demek ki büyük deccaldan önce 30 tane ben peygamberim diyen yalancılar çıkacak. Şerri büyük olan deccal çıkmadan önce yeryüzünde 3 yıl bir yeşil ot bile bitmeyecek derecede şiddetli kıtlık ve açlık yaşanacak. Çift tırnaklı hayvanlar helak olacak. Peygamber efendimiz bu deccal denen kafiri hutbede yaklaşık 6,5 saat anlattı. Sahabeler bunu duyunca sasırdılar ve ya rasulullah o gün Müslümanlar ne yiyecek dediler. Peygamberimiz o zaman diyor Müslümanları tesbih, tekbir, tahmit, tehlil zikirleri onlara yemek gibi gelecek. Rabbimiz açlıklarını bertaraf edecek. Kelimelerin en güzeli 4 tanedir. Subhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallah ve Allahu Ekber. Bunu ihlasla söyleyen bir kişi acıkmaz. Bunlar kudretullah'tan doyurulur. Fitneler karışıklıklar, ihtilaller o kadar çok olur da insanlar dayanamayıp intihar etmeye ve birbirlerini öldürmeye başlayacaklar. Din alimlerinin ilimden çok uzak oldukları ve insanların da bu zayıf alimlerden kaynaklı dinlerine sıkıca bağlı olmadıkları bir zaman olacak. İnsanların canlarından bezdiği gafil bulunduğu bu zamanda cenabı hak Deccal'ın çıkmasına müsaade edecek. Deccal'ın anne ve babasının 30 yıl hiç çocukları olmamış ailedir. Bu 30 yılın sonunda ise gözünün biri hiç görmeyen, üzüm tanesi gibi dışa fırlamış, diğer gözünün üstünü et bezi bağlamış şeklinde bir çocuklar olacak. Bu çocuk uyuduğu zaman gözü kapanmış olup aynı peygamberler gibi kalbi uyumayacak. Bu melun Şam ve Irak arasında Horasan veya Isfahan yahudilerinin içerisinden çıkacak olup Askerleri ise servet sahiplerinden, faiz parası yiyenlerden ve zinadan olan çocuklardan teşekkül edecekt. Çok şaşırtıcı altını çizerek söyleyeceğim yeşil taylasan yani sarık saracaklar. Sarık 2 omuzunun arasına uzatılacak ki dıştan baktığında herkes bunları çok muttaki müslüman zannedecek, yeşil elbiseli olacaklar. Ancak yüzleri meşin gibi kalın derili olacak. Ekserisi yahudilerden çoğunluğu kadınlardan oluşacak. Bu insanların ortak özelliği çok yiyen çok içen obur kimseler olacak. Yeryüzünde 40 zaman seyahat edecek. Resulullah efendimiz burayı açıklamıyor ancak bu 40 zamanın bir günü, bir yıl kadar bir günü bir ay kadar, bir günü bir hafta kadar olacak. Diğer günleri ise normal bu günlerimiz gibi olacak. Dünyada ne kadar kalacağını tam çıkaramıyoruz. O zamanda günler çok kısa olacak. Yani zaman hızlı ve süratli geçecek. İnsanlar ne ara bugün bitti diyecek kadar kısa olacak, zaman saat olarak değil, geçme süresi olarak kısalacak. Orada sahebe efendilerimiz ya rasulullah bu kısa zamanda namazlarımızı nasıl kılacağız dediklerinde Peygamberimiz taktir ederek buyuruyor. Yani bu gün kutuplardaki namaz gibi kılınacak. Kuyruğu kesik bir merkebi olacak. Yeryüzü merkebinin ayağının altında kısalacak ve dünyada ayak basmadık yer kalmayacak şekilde bu kötü merkeple gezecek. Medine'nin kenarına gelince orada konaklayacak. Çünkü Medine'de 7 kapı olup her kapıda 2 melek olacak. Medine o gelip konakladığı anda 3 kere sallanacak yani deprem geçirecek. Sallanma ile kalplerinde eğrilik olanlar deccale karşı meyil ve sevgi oluşacak. Medine'de bulunan bütün münafık ve kafirler gidip ona tabi olacaklar. Medine adeta kusarak içindeki kâfirleri münafıkları atıyor. Medine gibi Mekke, Kudüs ve Tur dağı da korunacak. Melun eliyle bulutları tutulabilecek. Önünde ve ardında dumandan 2 dağ olacak. Alnında ayrılmış harflerle Kef Fe Ra yazacak. Okumayı bilse de bilmese de bu yazıyı okuyup anlayacak. Ben sizin rabbinizim diyecek. Saçı içerisinde tarak işlemeyecek kadar gür ve kıvırcık ve aksine saçı bembeyaz olacak olacak. Vücudu enine çok büyük ve boyu kısa olacak. Yapışık ayaklı yürürken birbirine dolaşıyormuşçasına dengesiz yürüyecek. Kendinin asla çocuğu olmayacak. Halk yokluk içindeyken kendisiyle beraber olan insanların yanında ekmekten dağlar olacak ama o halka bir tane vermeyecekler. Yanında bulunan 2 nehirin birisine cennet diğerine cehennem diyecek. Hakikat ise dediğinin tam zıddı olacak. Cennet dediği gerçekten cehennem cehennem dediği gerçekten cennet ama o tam tersini söyleyecek. Yanında insanlarla konuşan şeytanlar ordusu olacak. Öyle bir fitne ki gökyüzüne emredecek yağmur yağacak. İnsanların gözü önünde birini testere ile ikiye bölüp tekrar diriltecek. Aynı kişiyi ikinci kez öldürmek isteyecek ama öldüremeyecek ve hırsından onu kendinin cehennemine atacak. Peygamberimiz buyuruyor ki Adem aleyhisselamdan kıyamete kadar bu dünyanın en büyük şehidi bu zat olacak diyor. Bu şehidin Hazreti Hızır olacağına dair sahihi müslimde ifadeleri mevcuttur. O melun dilsizleri ve hastaları iyileştirip ölüleri diriltecek.
Peygamberimiz buyuruyorlar ki siz ölmeden rabbinizi göremeyeceksiniz. Cennette cennetten göreceğiz. İmanın aslı zaten görmeden inanmaktır. Amentümüze baktığımızda Biz Allahı görmeden inanırız. Melekleri görmeden iman ettik. Kitaplar, biz şu anda bir kuranımızı görebiliyoruz ama ondan önce kitapları da görmedik. Peygamberler, hiçbir peygamberi görmedik. Kalbi olarak inandığımız için imanımız çok şereflidir. Ahiret günü, daha oluşmadı.Hayır da şer de Allah'tandır. Bunu açarak anlaşılır hale getirelim. İyi veya kötü her fiilin enerjisini Allahın (cc.) yaratmasıyla olduğuna iman ettik. Enfal suresinin 42. ayetinde Rabbimiz ne buyurdu? Siz müslüman iseniz bile hüccet ve delile dayandırarak müslüman olun. Yani böyle taklidi müslümanlık istemiyorum diyor Cenabı hak. Ve amentümüzün altıncı şartı Ölümden sonraki diriliş gerçektir. Allah'tan başka ilah olmadığına Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in onun kulu ve elçisi olduğuna şahitlik ederim. Saydığımız şartların kuranımız hariç hiçbirisi baş gözümüzle gördüğümüz şeyler değil. Gözle görüldükten sonra zaten herkes inanmak zorundadır. 124000 peygamberin getirdiği iman esasları hepsi aynıdır. Sadece şeriat esasları farklı olur. İnsanın canı boğazına, hulkuma geldiğinde Enam suresinin 158. ayetine göre ahrete ait haller gösterilmeye başlar. Biz bunu ahret umuru diyoruz. O kişi o ahret umurunu görmeye başladığında iman ederse geçersizdir. Ama o ahret umurunu gördüğü zaman bile dili dönmese dahi kalbinden tövbe edersek tövbemizi geçerlidir. İman geçersiz ama tövbe geçerlidir.
Konumuza dönersek, Müslümanlar sürülerini bırakarak Şam'daki Akabetu efik kasabasındaki İlya dağına ve o dağın duhan denilen en tepesine kaçacaklar. Deccal bütün bu sürülere el koyup dağı 4 tarafından kuşatacak. Müslümanlar yaylarının ipini yiyecek kadar aç kalacaklar. Müslümanların imdatlarına Hazreti İsa aleyhisselam indirilecek. İsa aleyhisselam deccalı takibe başlayacak. Deccal ve askerleri Hazreti İsa aleyhisselamı gördükleri vakit korkularından elleri kılıçlarına dahi gidemeyecek. Ve İsa aleyhisselam o meluna Filistin'in lud köyünün kapısında yetişip elindeki harbe ile yani uzaktan atılan bir mızrakla deccalı öldürecek. Deccal öldürülünce Sincan dikeninin büyüğü olan Kargat ağacı hariç bütün ağaçlar, taşlar ve hayvanlar dile gelerek ey Allah'ın rasulu bu da yahudidir diye arkasına gizlenen Yahudiyi ihbar edecek. Deccala tabi olan herkes öldürülecek. Onun için Yahudiler en çok Kargat ağacını dikerek sayısını çoğaltmaya çalışırlar.
Ye’cüc ve Me’cüc Dönemi
Kıyametin büyük alametlerinden olan bu dönem deccalın öldürülmesinin üzerinden 5-6 yıllık bir süre geçtikten sonra ikinci bir imtihan ye’cüc ve me’cüc ortaya çıkacak. Bu da Enbiya suresinin 96. ayetiyle tescillidir. Bunların sayıları o kadar çoktu ki sayısını tahmin dahi etmek zordur. Bu kavim insanoğlu yani Ademoğlu neslindendir. Arkası bu günün Kazakistanında olup önü Şama kadar uzanan bir yeryüzünü tamamen kaplamış siyah bir karartı gibi insan topluluğudur. İsa aleyhisselam ise bir avuç mümin ile bunlara herhangi bir mukavemet sergilemesi mümkün olmayacağı için yanındaki müminleri alıp tur dağına götürerek onları muhafaza edecek. Cenabı hakka dua ve yakarışları neticesinde ye’cüc ve me’cücün boyunlarına kurt musallat olacak ve hepsini birden helak edecek.
Dabbetül Arz
Ve nihayet bir diğer ağır imtihan büyük alamet dabbetül arz çıkarılacak. Bu da Neml suresinin 82 ayetinde geçer. Ve dahi dabbetül arzdan sonra güneşe batıdan doğması emrolunur. Güneşin batıdan doğması Enam suresi 158. Ayetinde ayati rabbike rabbinin en büyük ayeti buyuruyor. Çünkü Yasin suresi 38. Ayetinde li mustakarrin buyuruyor. Müstekarrin arzın altında yerdir. Cenabı hak orada güneş karar kılar diyor. Güneş yeniden doğmak için rabbimizden izin ister rabbimiz yerine dön ve doğ buyurur ki o gider yeniden doğar. Eğer rabbimiz buna izin vermez ise güneş müstekarrinde kalır ve o zaman da batıdan doğar. Hazreti Abdullah bin Ömer (ra.) buyurur ki, Güneşin batıdan doğmasından sonra yeryüzüne 120 sene daha ömür verilecek. Kâfirler, güneşin batıdan doğmasını asla kabul etmezler. Güneş olayından sonra 3 büyük toprak parçası batacak. Bu batmanın biri doğuda biri batıda biri Arap yarımadasında olacak. Ve bunun ardından duhan suresinin 10. Ayetinde bildirdiği gibi yeryüzünü öyle bir duman kaplayacak ki 40 gün yeryüzünde kalacak. İnsan kendi sakalını bile göremeyecek. Yeryüzünde şiddetli bir rüzgar çıkacak ve insanları yaprak parçası gibi alıp denize kadar atacak. Aden yani Yemenden bir ateş çıkarak insanları tek bir yerde toplayacak. Hiçbir insan bundan kaçamayacak. Şamdan çıkacak olan bir rüzgar kalbinde iman olan hiç kimseyi sağ bırakmayacak. Yeryüzünde iyilik ve kötülük nedir bilmeyen kötü tabiatlı aslan gibi yırtıcı fıtratlı, kuş tüyü gibi hafif yani bir şehvet gördüğünde o kötülükten yararlanmak için o kötülüğün üstüne giden sinek benzeri insanlar kalacak. Bu şerli insanlar hayasızlıklarından dolayı meydanlarda aleni olarak eşeklerin birbiriyle çiftleştikleri gibi birbirleriyle alenen çiftleşir olacaklar. Bunlar o kadar bir bol rızık o içinde olacaklar ki rehavete kapılacaklar ve iblis bunlara gelip hepsini puta taptıracak. Onlar puta taparken surun ilk üfürülmesi gerçekleşecek. Surun ikinci üflemesi arasında mahiyetini bilmediğimiz 40 zaman geçecek. Çiğ yağmuru indirilecek. Bu yağmurun etkisiyle toprağın altındaki bütün cesetler kuyruk sokumu kemiğinden bir sebze biter gibi bitip yeniden dirilecek. İnsanlar kalkıp etraflarına bakacaklar ve Ey, insanlar rabbinize gelin nidasını duyacaklar. Ancak şunları durdurun, onlar sorguya çekilecek, cehennem ordusunu aranızdan çıkarın denilecek. Biz diyeceğiz ki Ey rabbimiz kim bu cehennem ordusu diyeceğiz. Onlar her 1000 kişinin 999’udur diyecek. İşte Müzzemmil suresinin 17. ayetinin ifade ettiği Elsteuzibillah, el vildane şiba çocukların ihtiyarlayacağı ve baldırın açılacağı gün bugündür.
Biz şimdi bir analiz yapacağız ki, 15 gün önce Amerika'nın başındaki Biden dedi ki; Rusya'nın nükleer silah kullanması halinde dünya armegeddonla karşı karşıya kalabilir dedi. Şimdi bir Müslüman olarak buradaki kültürü bilmemiz lazım. Armegeddon, dünyanın sonu geldiğinde yapılacak olan büyük kıyamet savaşı olarak bütün hıristiyanların inandığı bir isimdir. Bunların inancına göre megiddo denilen bir düzlükte gerçekleşeceğine inanırlar. Armegeddonun kelime anlamı ise kesin zaferdir. Yani Hıristiyanlar diyorlar ki, biz o zaman dünyada herkesi yenip zafer bizim olacak diyorlar. Biden, Rusya'yı tehdit eder gibi bir algı oluşturup gerçekte Müslümanları tehdit etti. Armegeddon savaşının müslümanlarla olacağını, o eline kağıt tutuşturulan sarhoş da biliyor. Niye gerçekte Müslümanları tehdit etti? Bakın Rabbimiz Enfal suresinden ne buyurdu? Müslüman bilinçli olacak, yani delilli ve kanıtlı inanacak. Rusya Ortodoks Hıristiyanlığı kabul etmiş bir ülke Hıristiyanlar orada tek vücut olacak. Yahudiler, Hıristiyanlar, ateistler tek bir ordu olacak. Karşılarında tek ordu da Müslümanlar olacak. Bunu bildiği halde ve Rusya Hıristiyan olduğu halde Rusya'yı tehdit etmiyor. Peki tam 2000 yıldır gerçekleştireceğine inandıkları bu armegeddon meselesini şu ülkelerin gerçekleştirdiğine inandıkları ülkeler oldu. Şimdi bu ülkeleri de söyleyeyim İlk olarak Mısırlılara güvendiler. Ardından Asurlulara güvendiler. Ardından babillilere güvendiler, ardından Perslere güvendiler. Onun ardından Yunanlılara güvendiler. Sonra Romalılara güvendiler. Hepsi batıp gidince şimdi yedinci güç Britanya-ABD işbirliğine inanıyorlar.
Bir de Hıristiyan evanjelistler vardır. Kendileri Yahudi olmadığı halde Yahudilere destek oldukları için bunlara da evanjelist denir. Bu grupların savaşın gerçekleşeceğine inandıkları bölge Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki mezopotamya bölgesidir. Bu armegeddon ya da megiddo yıkıntıların olduğu bir höyüktür.
Şimdi bütün bunlardan sonra özetlemeye doğru gidersek. Herkes bir mesih beklemektedir. 1-Hıristiyanlar Hazreti İsa aleyhisselamı halkını koruyan atanmış kral Mikail mesih olarak beklerler. 2-Museviler Yani Yahudiler mesih olarak Hazreti İsa aleyhisselam'ın kabul etmezler onlar da mesihi deccal beklerler. 3- Müslümanlar da Hazreti Mehdi aleyhisselam komutasında ve sonrasında da İsa aleyhisselamın da indirilmesiyle birlikte 2 mübarek zatı birlikte beklemektedir. Armegeddon denilen mesele hadisi şeriflerde Melhamei Kübra olarak geçer. Hatay'daki Amanos dağlarının eteklerinde Amik ovasında atların diz kapaklarına kadar kana gömüleceği savaşın adıdır melhamei Kübra. Bizim Melhamei Kübra dediğimiz onların Armegeddon dedikleri yerin arası kuş uçuşuyla 700 kilometre tutuyor.
Bir hadisi şerifte Peygamberimiz buyuror ki, Ümmetimden bir taife hakka müzahir olarak kıyamet gününe kadar çarpışmaya devam edecektir. Yani hakkı temsil edecek bir taife hiç eksik olmayacak. Yahudiler sizinle mutlaka savaşacaktır. Biz onların restleşmesi ve akibetinin bu olacağını peygamberimizden öğreniyoruz. İsa aleyhisselamın tek hedefi Deccal ve onun taraftarlarını yok etmektir. Şimdi bunu günümüze uyarladığımızda;
Asıl Hedef Türkiye
Asıl özne Türkiye olmakla birlikte ardında da Müslümanlar hedef alınmaktadır. Türkiye Müslüman ülkelerin öznesidir. 1-11 Eylül 2001 ikiz kuleler provokasyonu. Tamamen kendilerinin organize etti ve ardından Irak, Afganistan, Libya tarumar edildi. Hâlâ bakın doğruladılar. 2- 2016 Deaş provokasyonu İngiltere'den getirdikleri kişilerin hepsine bir saç sakal koydular adı da DEAŞ oldu. Bütün para ve akıl silah onların ama onlar Müslüman adına çalışmış oldular. Şam İslam devleti adı altında bir görüntüyle Suriye darmadağın edildi. 15-16 yıldır Müslüman ülkelerinin öznesi olan Türkiye'yi Armegeddon sopası ile korkutmaya, sindirmeye ve geri adım attırmak için baskı yapıyorlar. 1-2014 Kobani provokasyonu batılı güçlerin desteği ile Ülkemiz tarumar edildi. Onların hedefi Irak petrollerini Akdeniz'e indirip sömüreceklerdi Ülkemiz bu oyunu bozdu. 2- İçlerindeki kinin sebebi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Karbon rezervini bir türlü sömüremedikleri içindir. 3- Ülkemiz Libya devletini koruma altına aldı dünyanın en büyük karbon rezervi buradadır. 4- Yıllardır engelledikleri Türk devletleri topluluğu 3 yıl önce kuruldu, engel olamadılar. 5-Türkiye'nin islam ülkeleri üzerinde etkinliğinin giderek artması. 6- Ekonomisi ve savunmasıyla 13. sırada oluşumuz işte bunları çıldırtan bu 6 maddedir.
Bizim sorumluluğumuz ne? Dünyada bugün 8 milyar küsur insan var. Bunların hepsini topladığımızda insanlar 2 gruba ayrılır. 1- Günü birlik yaşayan insanlar, yani bunların hiçbir mefkuresi yoktur. Yer içer yatar, kalkar şehvetini tatmin ederek yaşar. Onun için peygamberimizin şu hadisi şerifiyle bu konuyu daha iyi anlaşılır hale getirelim. Nice uyuyan vardır ki kalkıp gece namazı kılanların sevabı yazılır. Nice ayık olan var ki onlar da uyuyan olarak yazılır. Hadisi şerif devam ediyor teheccüt kılmak kişinin âdetidir. Ama o gün kalkamamış yorulmuş, uykusuz, rahatsız her neyse teheccüt vakti geçti diye üzülmüştür. Bu uyduğu halde kıldı yazılır. Diğeri de hiç adeti yok. Ömründe hiç teheccut kılmamış. Namaz vakti oldu nasıl olsa diyerek uyanmış, onu da bilerek uyanmamış. Hazırlanmış namazı beklemiş, bakmış ki yanılmış ya namaz vakti değilmiş. Ben erken kalktım diyor. Bilseydim kalkmazdım diyor. Nerdeyse kıldığına pişman işte buna da namaz kıldığı halde uyuyor yazılıyor. Demek ki bir mefkûresi olmak var, bir de mefkûresiz olmak var. Mefkûresi olan insanlar cenabı hakkın vermiş olduğu ömrü süresince onun gerçekleşmesi için hayatını feda edenlerdir.
Bizim Mefkûremiz (İdealimiz, Amacımız) Nedir?
1- Bizim vatanımız 24000000 kilometre karedir. Şu anki içinde olduğumuz yer bizim sıçrama tahtamız burası 780000 kilometrekare. Niçin imamı Şafii peygamberimizin torunu (ra.) buyuruyor ki bir toprak bir kere islam toprağı olduğu ise kıyamete kadar orası islam toprağıdır. Orayı Müslümanlar geri almadıkça hepsi sorumludur. Onun için bizim vatanımız 24000000 kilometre karedir. Ta Madrid'e kadar bizim vatanımızdır. Müslümanlar bu sorumluluk altındadır. Dünyanın bütün zenginlikleri Müslüman topraklarındadır. Onun için işte Müslümanlara saldırıyorlar. Hazreti peygamberimiz bir hadisi şerifte kısaca yeryüzü hazinelerinin anahtarları bana verildi buyuruyor. Rabbimiz böyle bir lütufta bulunmuş. Emperyalistler Müslümanların bu zenginliklerini almak için aba altından sopa gösteriyor, zayıf bulunca saldırıyor. 2- ikinci mefkuremiz Benim milletim. 2 milyar Müslüman bizim milletimizdir. 3- Benim iradem yani emperyalistlerin yönetemediği iradem. 4- Benim gücüm satın alınamayan milli teknolojimiz. Kısaca tekrar edersek; Benim Vatanım, Benim milletim, Benim iradem ve Benim gücüm. Eğer bu mefkuremiz yoksa yaşamamızın hiç bir anlamı yoktur.
Bismillah. Subhaneke la ilma lena illa ma allem tena inneke entel alimul hakim. sadakallahul azim. sübhansın ya rab senin bize bildirdiğinden başka ne bilebiliriz ki? Her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin. Amenna ve saddakna velhamdülillahi rabbil alemin el Fatiha.
Commentaires