top of page

DUA ETMEK İBADETTİR

  • 12 dakika önce
  • 7 dakikada okunur
ree

Kur’anımızdaki Dua Kavramı

Dua kur'anımızda; Dai, fed’u, de’a, ned’u, Ved’u, ud’u fet’u, duau olarak geçer. Kültürümüzde kullandığımız; Dava, davet, davetiye, iddianame, müddeyi ve istida gibi kelimler de dua kavramından türemiştir.

Dua, Rabbimizin kader planlaması içinde bize açık bıraktığı tek kapıdır. Kader planlaması içerisinde bütün kapılar kapalıdır. Rabbimizin dua kapısını açık bırakması nimettir. Ve ilahi emirlerle de bu kapıya dikkat edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Dua; İlahi bir öğretim, ilahi bir eğitim, ilahi bir talim ve ilahi bir terbiyedir. Dua, kuranımızda 58 surede 313 ayette geçer. Yani 6216 olan ayetlerin %5’i dua ayetidir. Ayrıca bu ayetleri tefsir niteliğinde 300 küsür hadisi şerif vardır. 

Bu ayetlerin amacı;

1-Duanın önemine vurgu yapılması. 2-Nerede dua yapmamız gerektiğinin öğretilmesi. 3- Nasıl dua yapmamız gerektiğinin öğretilmesi. 4- Peygamberlerin yaptığı duaları kıssa yolu ile aktarılarak bize yol göstermektir.

Bu ayetler ve hadisi şerifler göstermektedir ki bir namaz ibadetinin farzı, vacibi, sünneti, müfsidi, mekruhu ve adabı olduğu gibi duanın da taksimi, ilkeleri, adapları, evlatlarla olan ilişkileri, aile ile olan ilişkileri, beddua etmek, tevessül etmek, günü birlik yapmamız gereken dualar ve ahiretimize dönük dualar gibi birtakım özellikleri vardır.

Dua Kapısının Bize Yüklediği Sorumluluklar

Bu konuyu 3 ayeti celile ve 10 hadisi şerifin ışığında öğreneceğiz.

1- Cenabı hak Araf suresinde Bismillah ved'uhu Ona dua edin, buyurulur. Burada görülüyor ki dua etmemiz bir tavsiye bir lütuf değil kesin bir emirdir.

2-Mümin suresinde de bismillah Ve kale rabbukumud'uni estecib…. Rabbiniz dedi ki bana dua edin size karşılık vereyim, buyururken kime dua edileceği konusunda yol göstermektedir.

Hadisi şeriflerimize gelince;

1- Hazreti peygamberimiz buyurur ki; Allaha dua edin bundan daha üstün bir şey yoktur.

2-Başka bir hadisi şerifte de; Dua ibadettir. İbadetin iliği beyni ve özüdür, buyuruyor. Yani duadan daha değerli bir şey yoktur. Dua ibadetlerin besleyici gücüdür.

3- Peygamberimiz (sav) başka bir hadisi şeriflerinde; Dua rahmetin anahtarıdır, buyuruyor. Allah katında Salih olan bir kul dua ederken rahmet kapısı açılır. Aynı esnada biz de dua etmiş olursak o açılan kapıdan bizim dualarımızda girer ve o rahmetten faydalanmış oluruz. Toplu edilen dualar bu açıdan önem arz etmektedir. Çünkü aramızda Salih bir kul olabilir.

4- Efendimiz (sav) Dua inen ve henüz inmemiş olan belaya fayda verir. Ey Allah’ın kulları dua etmeye bakınız, kazayı ancak dua geri döndürür, ömrü de ancak iyilik artırır, buyurmaktadır.

Diyelim ki kader planlamasında başımıza bir taş düşecekti ama nefsimize ettiğimiz dualar, aile bireylerine ettiğimiz veya aile bireylerimizin bize ettiği dualar, sevdiklerimize ettiğimiz veya sevdiklerimizin bize ettiği dualardan birisi kabul edildi. O taş yine düşer. Kader yine vuku bulur. Ancak o duanın hürmetiyle o taş sağımıza solumuza düşer bize vereceği zarar çok az olur. Çünkü dua kader planlamasında açık bırakılmış tek lütuf kapısıdır.

Rabbimiz Enbiya suresinde bimillah …ve neblukum biş şerri vel hayri fitneh… bizi sizi hem hayırla hem şerle iptila ederiz. Veya aynı hayır ve şerle imtihan (fitne) ederiz, buyurarak hayırların, içinde şerlerin de olabileceğini ve dua ile bu şerri hayra döndürmemiz gerektiği öğretiliyor.

Rasulullah efendimiz (sav); dua kaderi döndürür, buyurdu. Buradan şunu anlamalıyız ki Kader; planlama, kaza da yazılanı uygulamadır. Bu geri döndürme kaderin kendisinde değil kazanının hükmündedir. Bunun nasıl olacağını Rabbimizin kuranımızda verdiği iki örnekten öğreniyoruz.

1-Hazreti Musa (as) ashabının içinden 70 seçkin kişi ile birlikte Firavunun zulmünden kurtulmanın şükrü olarak Tur-u Sina’ya çıktı. Turu sina’nın üzerine göz gözü görmeyecek şekilde bir sis çöktü. Rabbimiz burada Hazreti Musa’ya hitap etti. Orada bulunan 70 kişi de bu hitabı duydular. Öyle bir manevi huzur buldular ki üzerlerinden sis kalkıp birbirlerini görmeye başlayınca Hazreti Musa’ya gelip ‘’Ne olur Rabbimizi görelim’’ dediler. Ve hepsi hadlerini aşmanın cezası olarak sayika denilen bir enerji ile çarpılıp öldüler. Hazreti Musa (as) bu kişilerin ölümünden endişelendi. Onların ailelerinin fitnesinden çekindi. Kıbleye dönük şekilde ağlayarak ayakta 36 saat boyunca dua etti. Ve o 70 kişi 36 saat sonra dirildiler. Bu olay Bakara, Araf ve Nisa surelerinde 6 ayette anlatılır.

Cenabı hak onların ruhlarını iade ettikten sonra onlara şükür etmelerini de emretmiştir. Bizler de uykudan uyanınca ruhumuzu tekrar iade eden Rabbimize şükretmeliyiz. Her uyandığımızda elhamdülillah veya çok şükür demeliyiz.

2. örnek ise Hazreti Hazkil (as) döneminde yaşanmıştır. Hazkil (as) Kuran da adı geçmeyen ama Musa (as) döneminden sonra Basra şehrinde yaşamış bir peygamberdir. Hazreti Hazkil acuze kadının oğlu diye anılır. Çünkü annesi çok yaşlı iken doğum yapmıştır.

Bakara suresinde bismillah E lem tera ilellezine haracu min diyarihim ve hum ulufun hazaral mevti, fe kale lehumullahu mutu summe ahyahum innallahe le zu fadlin alen nasi.. Binlerce kişi oldukları halde, ölüm korkusuyla yurtlarından çıkanları görmedin mi? Allah onlara "Ölün." dedi; sonra, onlara hayat verdi. Allah, insanlara karşı lütuf sahibidir, buyurarak bu olayı anlatmaktadır.

Hazkil (as) Basra şehrinin savunmak için halkını cihada davet etmişti. Ama cihada katılmamak istemeyenler vatan savunmasından kaçmışlardı. Ve Rabbimiz kaçtıkları hayvanları da dahil hepsinin canını aldı.

Onların kokusundan Basra şehrinde durulmaz oldu. Yanlarına yaklaşıp cesetleri defin edemediler. Nihayet cesetleri yırtıcı hayvanlar parçalamasın diye etrafını duvarla cevirdiler. Cesetler 8 gün boyunca orda kaldılar. Şehrin nerdeyse 3/2’si ölmüştü. Hazkil (as) bunlar için dua etti. Rabbimiz onların başına git ve kum bi iznillahi de buyurdu. Hazkil (as) emri yerine getirdi ve bu kişilerin tamamı dirildi.

Allahın izni olmadan (bi iznillah) bir göz kapağı bile açılıp kapanmaz. Bu izin 20 surede 34 defa geçer.

Dirilenlerin kendilerinde ve nesillerinin üzerinde o koku devam etti. Günümüzde İsrail’de yaşayan bir kısım insanlarda bu koku hala devam etmektedir. Kıyamete kadar da devam edecektir.

Bu ayete göre ölüm çeşitlerine bakarsak;

İmate, hayvanların ve haşaratın ölümüdür.

Meleklerin ölümü vardır ki hakkında fazla bilgimiz yoktur.

Cinlerin ölümü ise insan ölümlerinin tersi gibidir. Onlar ölüme yaklaştıkça gençleşirler fakat daha fazla bilgi verilmemiştir.

İnsanların ölümü ise 3 çeşittir. Kaza-ı mevttir. İnsanları Melek-ül Mevt yani Azrail (as) kabzeder.

1-Tevaffa ölümü uykuda ki haldir. Hayvani ruh alınmıştır. O yüzden acıkma susama olmaz. Hazreti İsa (as), Hazreti İdris (as), Hazreti İlyas (as), Hazreti Hızır (as) ve Ashab-ı kehf hazretleri, Hazreti Uzeyir (as) birer örnektir. Hazreti İlyas ve Hazreti Hızır’a iblise muadil ömür verilmiştir.

Kuranımız Ashab-ı Kehf olayını anlatırken mevt kelimesini bir kere dahi kullanmaz. Çünkü onlar nebati bir hayat yaşamaktalar ve Hazreti Mehdi ile birlikte görevlerini yapmak üzere diriltileceklerdir.

2- Ukubet ölümü (ikap) Yukardaki iki örnekte anlatılan ölüm gibi cezalandırma ölümüdür.

3- Mevt ölümü ise kesin olan ve dönüşü olmayan ölümdür. Kainatta her canlının ölümünü melek-ül mevt yapmış ama Hazreti Fatma annemizin canını Rabbimiz bizzat kendisi almıştır.

Kader, Kaza ve İhtiyari Cüz-i Nedir?

Bu üç kavram imtihanımızın müsebbibidir. Bir şeyi önce irademizle seçeriz. Uygulamamızı Rabbimiz onaylarsa o fiili yapmak için gerekli gücü o anda yaratır. İyiliğe kullanacaksak iyiliği, kötülüğe kullanacaksak kötülüğü yaratır. Kullanmayacaksak veya Rabbimiz yapmamızı müsaade etmeyecekse (yüksek ihtimal müsaade eder) yaratmaz. Yani fiili gerçekleştirecek güç vücutta hazır değildir. Kullanmak istediğimiz anda yaratılır.

Karşımıza bela, musibet ve kaza çıktığında bizler genellikle ‘’ (haşa) zaten bu benim kaderimde varmış, kader unuttu beni, gözü çıkası kader ne istedin, kader utansın, kahpe kader.’’ gibi cümleler kullanırız.

Cenabı hak Kamer suresinde bismillah İnna kulle şey'in halaknahu bi kader. Biz her bir şeyi bir kaderle yarattık, buyurur ki yukardaki sözleri söyleyenlerin kime sataştığını gördük.

Mesela şu günlerde mecliste 2026 yılının bütçesi hazırlanmaktadır. 2026 yılında kimlerin ne şekilde hasta olacağı belli değilken muhtemel hastalar ve hastalıklar için bütçe ayrılmaktadır. Bir hasta ‘’devlet bu planı yapmasa hasta olmayacaktım’’ dese planlama ile hastalığın alakası yukardaki sataşanların durumu gibidir.

Rızıklarımız, nasiplerimiz önceden planlanmış, gideceğimiz yere bizden önce hazırlanmıştır. Yanlış tercih kişiye aittir. Zorakilik yoktur. Kuluna pişman olup dua etme imkanı vererek cezasını hafifletmek Rabbimizin merhametindendir. Rabbimizin neyi tercih edeceğimizi önceden bilmesi kaderdir. Kaderin içinde hükmü muallaka olan hükümler vardır. O hükümler bir boşlukta bekler. Kişi eğer dua ve çalışma ile kast ederek, azmederek sebeplere sarılırsa o hüküm Cenabı hakkın izni ile değişecek ve geri alınacaktır.

Cenabı hak Enam suresinde bismillah Allahtan başkasına mı dua edip yalvaracaksınız, buyurur. Bir müslüman Allahtan başkasına dua edemez. Ondan başka kimseden bir şey istemez. İnsanlar ancak vesiledir. İnsanı vesile olarak bilir ve putlaştırmaz.

6. Hadisi şerif: Peygamber Efendimiz başka bir hadisi şeriflerinde de Rabbimiz kulunun duada kalkan ellerinin içine hayırlar koymadan boş çevirmeye haya eder, buyurmaktadır.

7. Hadisi şerif: İnsanların en aciz olanı duadan aciz olandır.

8. Hadisi şerif: Yüce Allah kulun duasının kabul edilmesine izin vermesinden sonra dua edilmesini nasip etmiştir. Yani Cenabı hak kabul edeceği duayı gönlüne düşürür. Rahmet kapısı açılınca dua ettirir. Rüya ile bilgilendirerek dua etmesini sağlar.

9. Hadisi şerif: Dua oldukça hiç kimse helak olmaz. Yani kişi musibetin içinde selin önündeki taşlar gibi yuvarlanıp gitmez.

10. Hadisi şerif: Kim Allah’tan istemezse Allah (cc) o kişiye gazap eder.

Cenabı hak Furkan suresinin son ayetinde bismillah Kul ma ya'beu bikum rabbi lev la duaukum… Sizin duanız olmasaydı rabbimiz size değer verir miydi? Buyururken ayetin sonunda da bismillah…fe kad kezzebtum fe sevfe yekunu lizama. Duanız olmasa helak oldurdunuz buyuruyor.

Cenabı hak değer vermeyi duaya bağlıyor. Çünkü dua edenle etmeyen arasında çok önemli iki fark vardır.

1-Mümin suresinin 60. ayetinde Dua etmeye kibir engeldir, buyuruyor.

2- Kimseye muhtaç değilim ucbu da duaya engeldir.

Demek ki kibir ve ucb duaya engel oluyor ki Rabbimiz dua etmeyene değer vermeyeceğini de Furkan suresinde haber veriyor.

İnsan ruh ve bedenden müteşekkildir. İnsanlar beden yönüyle birbirine benzese de ruh yönü ile asla benzemezler. Her ruhun kendine has üstünlüğü ve özelliği vardır. Kişi bir yönüyle başkasından üstün olabilir. Bize düşen bizden üstün olanın üstünlüğünü kabul etmektir.

Cenabı hak Müzemmil suresinde yalnızca Rabbine yönel buyurur. Nisa suresinde sadece Allahtan iste, buyurur. Mu’min suresinde bana dua edin, icabet edeyim, buyurur. Enam ve Araf surelerinde yalvararak isteyin buyurur.

6- Rabbimiz Enbiya suresinde de umarak ve korkarak dua edin, buyurur.

7-8 Enbiya ve saffat surelerinde onun duasına ne güzel icabet ettik, buyurur.

İsteme ve talep etme makamı yalnızca Allah’tandır. Cenabı hak kur’anmızda Direk olarak da dolaylı olarak de ben veriyorum, öyleyse şükredin buyuruyor.

Bir yere vesile arayacaksak önce iki rekat hacet namazı kılarız. Ya Rabbi çocuğumun iş bulması için falan yere gideceğim. Onun kalbini bana yumuşat diye dua ederiz. Bir kişi bu şekilde dua edip gideceği kişiyi putlaştırmadan dolaylı vesile kılarsa günah olmaz. Aksi halde onlara yalvarmak, sen olmasaydın demek tehlikeli bir hal olur ki Rabbimizin gazabına çarpılır.

Son hadis şerif; Peygamber Efendimiz (sav) Amelsiz dua eden kişi yay kirişi olmadan ok atmaya çalışan kişi gibidir, buyuruyor.

O halde dua etmeden önce 2 rekat hacet namazı kılabiliriz. Sadaka verebiliriz. Bir sayfa kuran okuyabiliriz. Bunları yapmaya imkan yoksa en azından bir fatiha okuyabiliriz. Sonra da bu ameli vesile edip dua edeceğiz.

Dua nedir?

1-Dua emredilmiştir ve bir çeşit ibadettir.

2-Duanın en büyük ibadetlerden olduğu sabit olmuştur.

3-Dua; Kesb ve say-ı gayret kazayı ecel hükmü verilmedikçe muallakın geri döndürülmesinin anahtarıdır.

El Fatiha

 

Yorumlar


Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • YouTube
  • Facebook
  • Instagram

©2022, ELAZIĞ AZİZ MAHMUD HÜDAYİ DERNEĞİ tarafından  kurulmuştur.

bottom of page