Ayeti celilerden ve hadisi şeriflerimizden elde ettiğimiz genel bilgiye göre İblis ve kâfir cinniler bizlere her birisinin 3-5 tane alt başlığı olan 13 ana cepheden saldırmaktadırlar.
Birinci cephe Müslümanların imanlarına saldırmaları
1- Salih amellerimizi engellemeye çalışırlar. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyuruyor; Şeytan kişi Müslüman olacağı zaman; Atalarının dinini mi terk ediyorsun? Hicret ederken, Yurdunu mu terk ediyorsun? Cihada giderken bak gitme hem yorulursun hem eşin başkasına nikahlanır. Malın da taksim edilir. Vesveselerini verir. Kim şeytanın bu vesveselerine direnir ve yolundan dönmeden ölür veya öldürülürse, boğularak veya hayvanın sırtından düşerek ölürse o kimseyi cennete sokmak Allahu teala'nın üzerine hak olur, buyuruyor.
Şimdi bu hadisi şerifte görüyoruz ki Şeytan islam dinini tercih edip de islama girme aşamasında olan kişilere ciddi şekilde saldırır. Günümüzde artık zahiri hicret yoktur. Mekke'den Medine’ye olan hicret son zahiri hicrettir. Ancak kıyamete kadar manevi hicret devam edecektir. Kendi vatanını savunmak için yola çıkanlara da eşinin başkalarına kalıp malının taksim edileceği gibi onun etkileneceği alanlara girerek fitne vermeye çalışır.
Bir başka hadisi şerifte Sallallahu alyhivesselam buyurdu ki; Allah'ın bana emrettiği 5 şeyi size emrediyorum. Bunlar; dinlemek, itaat etmek, cihat etmek, hicret etmek ve cemaat olmaktır.
Cuma günleri farz bitince caminin yarısı boşalır. Ama biz bereketlerin o cemaat içerisine yağmur gibi yağdığını bildiğimiz için cemaatla birlikte tespih çeker, dua ederiz. Diyelim ki rabbimiz o cemaattan bir kişiyi sevip onun hürmetine rahmet kapısını açsa rabbimizin diğer insanlar içinde rahmet kapısını kapatmaz. Oradakiler günahkâr da olsa hepsinin duası kabul edilir. Bu cemaat ruhudur.
Peygamberimizin bu emri üzerine sahabe efendilerimizden bir tanesi diyor ki, Ya Resulallah kişi namaz kılsa, oruç tutsa da durum yine aynı mıdır? Yani namazı, orucu saymadın. Dinlemeyi, itaatı, cihadı, hicreti, Cemaati saydın. Bir kişi bu 5 şeyi değil de evinde orucunu tutup namazını kılsa bu bereketten istifade edemeyecek mi, diyor. Peygamberimiz cevap olarak Siz Müslümanlar Allah'ın davasını tutunuz. O size Müslüman, Mümin ve Allah'ın kulu ünvanlarını verdi, buyurdu.
2- Savaşlara müdahil ve müşteki olur. Cinniler insan görünümünde Müslümanlarla savaşırlar. Ayşe annemiz (ra.) buyuruyor ki, Uhut savaşında Müşrikler hezimete uğrayacağı esnada iblis insan suretinde görünerek. Ey Allah'ın kulları arkanızdakilere dikkat edin ve dönüp onlara saldırın diye bağırdı. Bu bağırmadan sonra Müslüman iki grup birbirine girdi. Bu olayda Hazreti Huzeyvetul Yemaninin babası Huzeyfe bir hiç uğruna şehit oldu. Günümüzde de şeytanın 2 müslüman grubu, 2 müslüman devleti birbirine düşürüp savaştırmada büyük bir rol üstlendiğini ve başardığını görüyoruz.
3- Yağmurun Manevi Bereketi, Enfal suresinde Esteuzibillah, Ricze eş şeytan… Yağmur ile şeytanın vesvese pisliğini temizlemek için... diye devam ediyor. Bu ayetin bize aktardığı olay Bedir savaşıdır. Bedirde ordu 2 tarafa konumlanmıştı. Müslümanların tarafı yürünmeyecek kadar kumlu bir alandı. Önce gelip stratejik alanı ellerine geçirdikleri için su kuyuları da müşriklerin tarafında kalmıştı. Kum, toz ve susuzluk gibi 3 olumsuzluk karşısında Müslümanların içerisinde bir tedirginlik başladı. Sayı olarak Müslümanlar 300 küsür, kâfirler 900 küsürdü. Cenabı hak o anda işte bu ayette anlattığı gibi yağmur nimetinden önce bir başka nimet tattırdı. Rabbimiz hepsine bir uyku verdi. Karşıda her an saldırabilecek düşman konuşlanmış ve can korkusu varken ve insan uyumak istese dahi korkuyla uyuması mümkün değilken Cenabı hakkın lütfi ile herkeste yarım saate yakın bir uyku oldu.
Hazreti Abdullah ibni Abbas Savaşta uyuklamak Allah'tan bir emniyet, namazda uyuklamak ise şeytandan bir vesvesedir buyuruyor.
Sahabi Hazretlerinin yarıya yakını kendinden geçip öyle uymuşlardı ki ihtilam oldular. Üst üste yığılan bütün bu olumsuzlukların yanı sıra İblis bir insan suretine girerek Siz cenabet olarak namaz kalacaksınız ve susuzluktan da helak olacaksınız. Eğer siz hak yolunda olmuş olsaydınız düşman su başlarını tutabilir miydi? diyerek içlerinde fitne ve tereddüt oluşturdu. Sahabeleri bitkin ve çaresiz bir hale getirdi. Tam huzursuzluğa döndükleri anda oraya öyle bir yağmur yağdı ki savaşın şartları % 100 Müslümanların lehine döndü. Kâfirlerin olduğu taraf tamamen çamurdan yürünemez hale geldi. Müslümanların olduğu taraftaki kum sertleşti, çok rahat yürünür duruma geldi. Yağan yağmur sularının önünü kapatıp yıkanacakları havuzcuklar oluşturdular. Allahu teala yağmur ile şeytanın vesvese pisliğini temizledik buyurduğu vech ile zahiri yağmur kalplerdeki vesveseyi tertemiz etti.
Aklımızda bulunsun ki bulunduğumuz mıntıkaya yağmur yağdığı anda rahmet kapısı açılır. İşte o anda açıktan veya kalpten, yürüyerek veya oturarak her şekilde duamızı yapalım. Çünkü o an duanın en çok icabet edileceği anlardan biridir.
Allah'ı Kim Yarattı?
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyururlar ki; Bu soruları bazen Şeytan, bazen farklı inançtaki insanlar, bazen de Müslümanlar sizin aklınıza düşürür. Bir araya geldiğinizde; Gökyüzünü kim yarattı? Yeryüzünü kim yarattı? Sorularına cevap olarak herkes Allah celle celâlühu der. Hatta Allahı kim yarattı diye soracaklar? İşte kim bu neviden bir şeye rastlarsa hemen Ben Allah'a iman ettim desin. Bu hadisi şeriften yıllar sonra bu sorular aleni sorulmaya başlayınca Hazreti Eba Hureyre (ra.) ayağa kalkarak yerdeki çakıl taşlarını aldı ve o soruyu soranları oradan uzaklaştırmak için avucundaki taşlarla onları taşladı. Sonra da yanındaki kendisiyle birlikte bulunanlara kalkın burayı terk edin. Dostum Resulullah sallallahu aleyhi vesellem sadıktır. Bu olay tahakkuk etti buyuruyor.
Diğer bir hadisi şerifte de buyurulur ki, Şeytan insanın kanının ulaştığı her yere ulaşır. Kalbin içine giremez ama o damarlara verdiği vesvese kan yoluyla kalbin içine girer.
Resulullah sallallahu aleyhi vesselam; Allah'ın yarattığı şeyler hakkında düşünüp tefekkür edin. Bu bir ibadettir ama. Allah'ın zatını asla düşünmeyin, çünkü siz onu hakkıyla takdir etmeye güç getiremezsiniz, Buyurdular.
İblis Nedir?
1- İblis Kuran'da anlatılana göre tek bir kişidir. İblis evlenmiştir çoluk çocuğu vardır. Tek bir kişi ve erkektir. 2- Bütün islam ulemasının koyduğu kurala göre cin veya cinler müslüman olan cinniler anlamına gelir. 3-Şeytan yedili bir kutudur. İçindeki yedililer; 1-İblis, 2-Kâfir cin, 3- Münafık cin, 4-Ateist cin, 5-Kâfir insanoğlu, 6- Münafık insanoğlu, 7- Ateist insanoğlu bu yedisinin toplamına da şeytan denir.
Rabbini kim yarattı? Sorusunun cevabını ancak 3 aşamada ve ancak % 60 cevaplayabiliyoruz. % 40 ını imanımızla Amenna diyerek kabul ediyoruz. Ancak % 60 lık bölümü bilmek zorundayız ki hem nefsimizi tatmin edelim. Hem de soruyu soranı tatmin edelim.
1. Cevap; Rabbimiz evveldir. Şu kâinat ucu bucağı nerede başlar nerede biter bilmiyoruz. Biz küçücük kâinat içerisinde bir kibrit başı kadar olan bir dünyanın içinde yaşıyoruz. Şimdi bu kâinatın daha yaratılmış olmadığı ana gidelim. Kâinat yok, melek, cin, insan veya herhangi bir canlı yok. Her şeyin hem bir evveli var. Hem de sonu var. Öyleyse evveli ve sonu olan asla ilah olamaz. Ancak evveli ve sonu olmayan İlah olabilir o da Allahtır. Bunu Cenabı hak bize Hadid suresinde öğretiyor ve buyuruyor ki; Huvel evvelu vel ahiri. O evveldir ve ahirdir. Bu ayet cenabı hakkı hiç kimse yaratmadığının delilidir.
2. Cevap; Rabbimiz doğrulmamıştır ve tektir. Haşa haşa diyelim ki cenabı hak bir anneden doğdu. Doğan kişi aciz ve muhtaçtır. Onu doğuran ise Hakiki ilah olur. O zaman karşımıza ikili bir ilah çıktı. Cenabı hakkın evlat, eş gibi bir ailesi yoktur. İhlas suresinde ve lem yûled O doğrulmamıştır, Annesi babası yoktur, buyuruyor. Enbiya suresi ve Mü’minun suresinde Esteuzuibillah alihetun illallahu le fesedeta… Allah'tan başka bir ilah olsa idi elbette ikisi fesada uğramış olurdu, buyuruyor. Yani kâinatta sürekli bir fesat, sürekli bir çatışma olurdu. Şu mükemmelliği yaratan eğer çoklu olsa idi; Birinci ihtimal ya 2 ilahın da dediği olması gerekirdi. ya her ikisinin de dediği olmayacaktı ki, yahut ilahlardan birinin istediği olurken, birinin istediği olmayacaktı. O isteği olmayan aciz ve noksan olacaktı. Aciz ve noksan olan da ilah olmaz o zaman tek ilah çıkıyor. Aciz ve noksan olan asla ve asla ilah olamaz. Bakara suresi 163. Ayette Esteuzibillah Ve ilahukum ilahun vahid… Sizin ilahınız tek Allah'tır buyuruluyor. Birdir değil tektir buyuruyor. Peygamber efendimiz bu ayetin akabinde Allah tektir teki sever, buyurur ki bunu hayatımızla bütünleştireceğiz. Yeme, içme, giyme, gitme, gelme gibi ne yapsak teke riayet edeceğiz. Cenabı hakk'ın el Vahit esmasının tecellisi olarak kalbimiz sürekli tek olan Allah'ı tecdid etmiş olur.
3.Cevap; Rabbimiz yaratandır. Cenabı hakkın doğrulmamış, tek ve evveli olarak bu sıfatlara haiz kadiri mutlak kudretinin bir emaresi olmalıdır. Yani yarattıklarının hiçbirinde o emare olmamalı sadece onda olmalıdır. O da İşte bu yoktan yaratmaktır. Cenabı hak yaratıcıdır. Muhtaç olan yaratan olamaz. Cenabı hak Nahl suresinde; Yaratan hiç yaratmayan gibi midir? buyuruyor.
Bu 3 cevapla rabbimizin ezeli, doğurulmamış, tek ve yoktan var eden olduğunu teyit ederek tecdid eylemiş olduk.
Hazreti Ebu Hureyre misali olarak önündeki taşları aldı. Orada bu soruyu soranlara incitici olmayacak derecede taş atmış oldu. Bu taşlama bir sembolik ve mecazidir. Ama asla bunu boş yere yapmadı. Yedili kutudaki şeytanların sapkın olan bu tür soruları ve fikirleriyle mücadele ettiklerini görüyoruz. Onlarla karşılaştığımız her zaman her yerde mecazi olarak taş atma refleksi ile imanımızı savunmak zorundayız. Oradaki taş atma bir savunma refleksidir. Bu kutu içerisindekiler yedili şeytanlara karşı taş atmanın mecazi ve sembolik tarafı, kendimizi savunmak, imanımızı savunmaktır. Hac ibadeti sırasında şeytan taşlamak vaciptir.
5-Cinniler Vesveselerle Kamil İmanımızı Bozmaya Çalışırlar
Peygamber efendimize Şeytanın insana verdiği gönlümüzden geçen vesveselerden soruldu. Efendimiz şöyle cevap verdi, içinde bir şey bulunmayan bir eve hırsız girer mi? Yani şeytan sizinle mücadele ediyorsa bilin ki imanınız güçlü ve kamil olma yolunda ilerliyor. Onun için saldırıyor. O veseler ne kadar hicap edip söyleyemeyecek kadar çirkin bile olsalar bu sizi tedirgin edip ruhen bir bunalıma sokmasın. Bu sizin imanımızın kemale doğru gittiğinin alametidir. Şeytan onu bildiği için kemal'e gitmesinin önünü kesmek istediğinden bu vesveseleri sürekli verir buyuruyor. Öyleyse bizim görevimiz vesveselerin çirkin bir şey olduğunu bilerek ondan nefret etmektir. Yani vesvese geldiğinde sıkıntı etmeyeceğiz aklımıza getirdiği şeylerden nefret edeceğiz. Şeytan aldatamadığı kişilere bu vesveseyi verir.
Müslüman cinlerin birçok kişilerin iman etmesine sebep olduğunu, elimizdeki hadis ve tefsir kitaplarımızda rastladık. Gördük ki Müslüman cinniler kendileri görülmeyerek sesli ikazlarıyla Müslüman olmasına vesile oluyorlar. Mesela Hazreti Seval (ra.), Hazreti İbni Midas (ra.) yine Medine'de Fatima isminde bir hanımefendi. Temimi Dari (ra.), İbni Hilat (ra.) ve Hasan oğulları kabilesi. Hadis kitaplarımız bütün bunların Müslüman olmalarına sebep olarak Müslüman cinlerin gaybdan sesleriyle ikaz etmeleri olduğunu yazmaktadır.
Bazen çöllerde yolunu kaybetmiş kişilere cinlerin sesli ikazlarıyla hangi yolu takip edeceklerini tarif ederek yollarını bulmalarına sebep olmuşlardır.
Gerek Müslüman cinniler sesleriyle ikaz ederek, Hazreti İlyas aleyhisselam veya Hazreti Hızır aleyhisselam farklı bir insan konumunda görünerek yine müceddid velilerin görünmesiyle insanların zor zamanlarında veya bir ikaz olunması gerektiğinde bunların hepsini yaşarız.
Hayber savaşı, islam tarihinde Bedir, Uhud ve Hendekten sonra yahudilerle yapılmış büyük savaşlardan bir tanesidir. Hayberde Müslüman cinniler büyük bir güç halinde gelip peygamberimizin Müslüman ordusu içerisinde yahudilere karşı savaştıklarına sahabe efendilerimiz şahit olmuştur.
2.Cephe Cinnilerin Müslümanların İbadetlerine Saldırmaları
1. Vakit düzenine saldırırlar. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem bizi şöyle ikaz buyuruyor. Güneş doğarken ve batarken namaz kılmayın. Güneş şeytanın 2 boynuzu arasında doğar.
Şimdi bu hadisi şeriften alacağımız fıkhi bir alan var ki; Buna göre çoğu zaman karıştıra geldiğimiz kerahet vakitlerine kısa da olsa değinmek zorundayız. Şeytanın güneşe ve ateşe taptırma vesvesesine direnç göstermemiz için bu vakitleri doğru bilmemiz icap eder. Bugün yeryüzünde hala güneşe, ateşe tapanlar mevcut olup kıyamete kadar devam edecektir. Şekil değişir ama ruh değişmez. Resulullah efendimizin yukarda namaz kılmayın buyururken amacı şeytanın ibadetimize, akaidimize saldırarak vesvese vermesine karşı bizi ikaz etmektir.
Kerahat Vakti 3 Bölümdür
1-İmsak ve kerahat vaktinin bitmesi; Kerahat vakti güneş doğduktan sonra başlar 45 dakika devam eder. İmsak bir önceki günün bittiği zamandır. İmsak bittiği anda sabah namazını kılınmaz. Hanefiler 15 dakika, Şafiler ise 5 dakika beklemek zorundadır. İmsak vaktinden 15 dakika geçtikten sonra güneş doğana kadar o günün sabah namazının sünnetinden başka nafile namaz kılınmaz. Ama kaza namazı kılabilir, tilavet secdesi ve zikir yapılabilir, Kuran okunabilir.
Diyelim ki sabah namazını kılmak için camiye gittik. Farzı imamla birlikte kıldık. Farzın ardından vakit olsa dahi sünneti kılamayız. Ama kaza namazı kılabilir, tilavet secdesi ve zikir yapılabilir, Kuran okunabilir.
Güneş doğduktan sonra 45 dakika geçinceye kadar ne farz, ne vacip, ne nafile hiçbir namaz kılınmaz hadisi şerifte emir işte budur. Ama tilavet secdesi ve zikir yapılabilir, Kuran okunabilir.
2- Kerahet vaktinin başlaması ve bitmesi; Öğlen ezanından 45 dakika öncesinde başlar, öğle ezanı okunduğu zaman biter. O 45 dakikalık vakitte ne farz ne vacip, ne nafile hiçbir namaz kılınamaz. Ama tilavet secdesi ve zikir yapılabilir, Kuran okunabilir.
Ancak cuma gününe has bir özel hüküm vardır. İmam Ebu Yusuf cuma gününü hürmeten kerahet vakti kaldırılır buyuruyor. Kişi isterse o vakitte tahiyyatil mescit namazını kılabilir buyuruyor. Ama camide diğer görenlerin Zihinlerinde bir vesveseye sebep olmamak için kılmamak evlâdır. O zaman Cumanın ilk sünnetinde 2 niyeti birleştireceğiz. Niyet ettim cumanın ilk sünnetini ve tahiyatıl Mescid namazını kılmaya dersek hem cumanın ilk sünnetini hem de tahiyyatil mescidi kılmış oluruz.
Yine cuma günü imam minbere çıkmış ve dualarını okumaya başladıktan sonra camiye girmiş olsak cumanın ile sünnetini kılamayız. Ama biz namaza başladıktan sonra imam ayağa kalksa o zaman mecburen o namazımızı tamamlayacağız. Çünkü başlanmış namaz bozulmaz.
3- Kerahet vaktinin başlaması ve bitmesi; İkindi ezanı ile başlar, Akşam ezanı ile biter. İkindi namazı kerahat vaktinde emir olunduğu için ikindiyi kerahat vaktinde kılarız. O vakitte emrolunduğu için kılmakta sıkıntı olmaz.
İkindi ezan okunduktan sonra önce sünneti kılarız. İkindi ezanı ile akşam ezanı arasında başka nafile namazı kılınmaz. Bir tek o günün ikindi sünnetini kılabiliriz. Ola ki farzını önce kıldıysak zaman olsa dahi farzdan sonra asla kılamayız. Bu arada kaza namazı kılınır, tilavet secdesi yapılır, kuranı kerim okunur, Cenaze namazı kılınır, zikir yapılabilir.
Akşam ezanının okunmasına 45 dakika kala hatta 3 dakika da kalsa kazaya koymamak için ikindi namazının farzı kılınır. Bu 45 dakika içinde başka farz, vacip, sünnet, nafile hiçbir namaz kılınmaz.
Namaz kılarken önümüzden geçenler olur. Hazreti peygamberimiz onun hakkında buyurur ki; Namaz kılarken önümüzden geçmek için şeytan sizinle mücadele eder, siz de onan karşı direnin buyuruyor. Çok ilginç önümüzden geçirmek için onu kandırıp bir şekilde önümüze getiriyor. Yani o insanı orada sevk ve idarede şeytanın büyük etkisi var ki Hadisi şerif bunu ifade buyuruyor. O zaman biz cami içerisinde cemaatle problem yaşamamak için konumumuzu çok iyiye ayrılacağız. Ya bir direğin arkasına duracağız ya cami o sırada boşaldığı için 1-2 dakika bekleriz ya da ön saflara gideriz. Önümüzden geçirmeyi en asgariye indiririz. Gaye orada problem çıkarmamak yoksa Resulullah efendimiz buyurması yaka paça insanla kavga edelim manasında değil. Oldu ki önümüzden geçiyorlar. O zaman önümüze bir takke bir tesbih koyalım ki onu gören kişi en azından onun dışından geçsin. Böylece kendimizden ve şeytanın yönlendirdiği kişiden dolayı olacak problemi çözmüş olalım.
Bismillah. subhaneke la ilmelena illa ma allem tena inneke entel alimul hakim. sadakallahul azim. Subhan ya rab senin bize bildirdiğinden başka ne bilebiliriz ki, her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin. Amenna ve saddakna velhamdülillahi rabbil alemin el Fatiha.
HASAN KARDEŞİM, SAYFAYI OKUYANLAR KARDEŞLERİMİZ...KİM YARATTI? SORUSUNUN CEVABINI BİLE ÖĞRENSELER... YETER...