GAYRETULLAH-6
Ashab-ı Kehf-1
Kehf suresinde 9. - 26. Ayetleri arasındaki toplam 18 tane ayette bu gençler anlatılıyor. Kehf suresi 110 ayet olmasına rağmen ismini 18 ayetle anlatılan bu konudan alması bu konunun ehemmiyetini gösteriyor. Çünkü bütün surelerin adı Rabbimiz tarafından belirlenmiştir.
Kehf suresi ile ilgili bir hadisi şerifle inşallah konumuza girelim. Peygamberimiz (sav.) Ashabım, size nazil olduğunda 70. 000 meleğin getirdiği bir sureyi söyleyeyim mi? O kehf suresidir, buyurdular.
Rabbimiz Kehf suresi 18. Ayeti celilenin sonunda biz onların hidayetini arttırdık buyurdu. Bu gençler salih amel işleyip çok ibadet ettikleri için hidayetlerin artırdım, buyurdular. Rabbimiz hidayeti artırmazsa insan bir mum gibi yavaş yavaş söner. Hiçbir şey yapamaz hale gelir.
Cenabı hakın Er rahman esması mümin kullarını kıskanan demektir. Annenin çocuğuna olan merhameti yeryüzüne verilen merhametten onun payına düşen küçücük bir parçadır.
Rum meliklerinden zalim imparator putperest Dekyanus halkına her yıl düzenli bayram yaptırıp putların önünde kurban kestiriyordu. Eğer bir tane kesmeyen duyulursa içi ateş dolu hendeklere atılarak ya da çok ağır işkencelerle öldürülüyordu.
Hazreti İsa aleyhisselam ref edilip rabbimiz kendi katına çektikten sonra havarilerinden bir tanesi hak dini anlatmak için bu zulmün işlendiği memlekete geldi. Şehir girişine bir put konulmuş o puta tapmadan şehre girilemiyordu. Bu Havari Hazretleri o şehre gelip durumu görünce puta tapmamak için şehre girmekten vazgeçti. Şehrin girişindeki bir hamamda çalışmaya başladı. Aslında hamamda çalışmak bir havarinin fıtratına uymaz ama bir zaruret hasıl olduğu için çalışmaya başladı.
Gün geçtikçe hamama gelen müşteri çoğaldı. Ve hamamcının geliri artıp, bereketlendi. İnsanlar buradaki bereketi görünce hamamı ve o hamamda islamı tebliğ eden mübarek zatı konuşmaya başladılar. Deccâlın şehri olan Efsus’tan gelecekte devleti idare edecek namzet adaylarından bazıları hamama geliyorlardı. Bu gençler şehrin en seçkinlerinin çocuklarıydı. Bu gençler Havari Hazretlerinden öyle etkilendiler ki birbirlerine tavsiye etmeye başladılar. Ve gençlerden 6 tanesi gizlice Müslüman oldular.
Bir gün Dekyanusun oğlu bu hamama gidişatı bozuk bir kadın getirdi. Havari Hazretleri buna öyle bir sert tepki gösterdi ki, Sen koskoca bir şehrin idarecisinin oğlusun. Her hareketin örnek olması gerekirken bu hareketi nasıl yaparsın deyince genç utanıp vazgeçti.
Bir gün sonra başka bir kadınla geri geldi. Havari Hazretleri ne kadar ikna etmeye çalıştı ise de ikna edemedi. Hatta Havari Hazretlerine saldırdı. Hamamcı da kadını ve Dekyanusun bu oğlunu öldürüp olayı Havari Hazretlerinin üzerine yıktı. Bunun üzerine herkes Havari Hazretlerini öldürmek için peşine düştü.
Bu arada 6 gencin Havari Hazretlerinin dinine inandığı ortaya çıktı. Dekyanus denen zalim imparator hem bu 6 gence hem de o Havari Hazretlerine kin gütmeye başladı. Hafiyeler yani casuslar tutup şehri sürekli dikizletiyordu. Bir kişide zerre kadar İsa aleyhisselamın getirdiği dine inanma alametlerini görseler şehrin ortasında işkence yapıp öldürüyorlardı.
Zulümden korkan bu 6 genç yeraltında bir mağaraya sığındılar. Hadisenin sıcaklığı geçince meydana çıkalım diye düşünüyorlardı. Bu hafiyeler gençlerin burada ibadet ettiğini haber alınca bunları orada yakalayıp Dekyanusun huzuruna götürdüler. Dekyanus ilk hamlede diğer kişilere yaptığı zulmü bunlara uygulamadı. Çünkü bu gençler şehrin ileri gelenlerindendi. Üzerlerindeki rütbeli elbiselerini söktürdü ve onlara sıradan elbiseler giydirdi. Ben Ninova’ya gidiyorum, ben oradan gelinceye kadar size müsaade ya o dini terk edersiniz ya da öldürülürsünüz, dedi.
Kehf suresi 16 ayetinde Esteuzibillah, Mademki siz onlardan ve onların Allah'ın dışında taptıklarından uzaklaştınız, o halde mağaraya sığının ki rabbiniz size rahmetini yaysın ve işinizde de size fayda hazırlasın, buyurdu. Yüce rabbimiz o 6 gencin kalbine böyle bir ilham ilka eyledi. Onların kalbinde mağaraya sığınma fikri doğdu.
Dekyanus’un Ninova’da olduğu esnada putlara tapma bayramı vardı. Bu gençler mağaraya nasıl kaçarız, kimseye fark ettirmeden şehirden nasıl çıkarız tedirginliği içindeyken Cibrili Emin ve Mikail aleyhisselam insan suretinde gençlerin başı olan Hazreti Yemliha’ ya rüyasında göründüler. Dediler ki siz değnek oyunu oynayın. O oyun sırasında onların dikkatleri dağılır. Ondan sonra da süratli şekilde mağaraya gidersiniz, dedi. Yani er rahim olan rabbimiz rüyalarında onlara yol gösterdi. Yanlarına gizlice aldıkları bir miktar yiyecekle birlikte oyun oynayarak kalplerine ilham edilen o mağaraya doğru yol aldılar.
Mağaraya 2-3 km kala bir çobana rastladılar. Çoban bunların hal ve tavrından çok etkilendi. Ben de sizin gibi İsa Peygambere inananlardanım. Sizinle gelmek istiyorum, dedi. Çobanın köpeği dile gelerek ben de aranıza katılayım dedi. Üzerinde siyah beyaz benekleri olan Kıtmir dediğimiz köpek lisana gelerek Ben Allahı sevenleri severim. Size bekçilik eder, hizmet ederim, dedi.
Kehf suresi 18. ayette Esteuzibillah, Onların köpeği ise giriş yerinde 2 kolunu ön ayaklarını uzatmıştı, buyuruyor ki adeta ben size verdiğim sözü tutuyorum size bekçilik ediyorum dercesine mağaranın giriş kısmına uzanmıştı.
Peygamberimiz (sav.), Kim av yahut davar veya bekçi veya ekin köpeği müstesna köpek barındıracak olursa onun ecrinden hergün 2 kıraat eksilir, buyuruyor. Süs köpeği bulunan bir eve rahmet melekleri girmez ve günlük olarak da 2 kıraat sevabı azalır.
Allahu teala bu köpeğin adını kuranımızda bildirirken bu şereften istifade eden 10 hayvan daha görüyoruz. 1-Salih aleyhisselamın devesi. 2- İbrahim aleyhisselâmın buzağısı. 3- İsmail aleyhisselama indirilen koç, 4- Musa aleyhisselâmın ineği.
5- Hazreti Yunus aleyhisselamı içine alan balık. 6- Üzeyir aleyhisselamın merkebi. 7- Süleyman aleyhisselâmın karıncası, 8- Hazreti Belkıs'ın kuşu hüthüt. 9- Ashab-ı Kehfin köpeği kıtmir. 10- Hazreti Peygamberimizin devesi. Yalnız bunlar bembeyaz bir koç suretine inkılâp ettirilip o şekilde cennete girecekler.
Kıtmirin kuranda yer bulmasının bize 4 tane ikazı ve işareti vardır.
1- Aç durur isyan etmez. Yani hiçbir köpeğin ben acıktım diye havladığını duymayız. Ama insanoğlu acıktığı zaman saldırganlaşır. Günümüzde on müslüman'ın dokuz buçuğu isyancıdır.
2- Köpeğin bir mekanı yoktur. Her mekana razı olur. Yani her gittiği yere alışır. Bir başka köpek yerine musallat olursa orayı terk eder, al senin olsun der gider. Ve o terk ettiği yere bir daha iltifat etmez. Ama insanda öyle hırs var ki her taraf benim olsun ister.
3- Gece az uyur. Her yerde acı acı köpek sesleri duyulur. Sürekli zikrederler. İnsanoğlu ise sabah namazına zor bela kalkar. Bu da bizim gafletimizdendir.
4- Sahibi onu dövse de azarlasa da hiçbir zaman sahibini terk etmez. Belki sahibine biraz kırılmıştır, kafasının yan tarafa çevirip kırıldığını gösterir ama sahibi azıcık onu sevse karşılık verir, kin tutmaz. Sahibine böyle sadıktır. Ama Müslüman ne Rabbine ne Peygamberine sadık değildir.
Peygamberimiz bir Hadisi şerifte, Sizden herhangi bir kimse secdede kollarını köpek gibi yere yaymasın, buyurdu. Kadınlar göğüslerinin arkadan görünmemesi için kolunu yere yayar. Onlar için yaymak sünnet, erkekler için de havada tutmak sünnettir.
Hazreti Enes bin Malik buyuruyor ki, Ben Allahı, Resulullahı, Ebu Bekir'i ve Ömer'i seviyorum. Her ne kadar onların amelleri gibi amel etmediysem de onlarla birlikte olacağımı ümit ediyorum. Çünkü onları seviyorum. Yani kıtmirin sadakatinden Enes bin Malik de sadakatini ifade ediyor. Bu bizim için bir tablo niteliğindedir.
Tevbe suresinin 100. Ayetine göre her gün en az bir kerecik sahabilere dua etmeyen müslüman'ın duası kabul olmaz.
Ashabı Kehfin Adları
Rabbimiz 18 ayetiyle övüyorsa bizimde Bu 6 mübarek zatın adını mutlaka öğrenmemiz gerekiyor. Selçuklu dönemindeki gemilerde Ashabı kehfin yedisinin adı da yazılı oluyordu. Denize açılırken o isimlerin hürmetine denizde olabilecek musibetlerden rabbimiz bizi muhafaza eylesin diye teberrüken Selçuklu ecdadımız o gemilere isimlerini yazarlardı.
1- Bir Hazreti Yemliha, Dekyanusun sağ kol danışmanıydı. 3 tane sağ tarafında, 3 tane de sol tarafında danışman vardı. Bu 6 genç gelecekte devleti yönetmeye namzetti. Babaları da danışmandı. Sağ kol danışmanı soldakine göre daha itibarlıydı. Hazreti Yemliha, vücut itibariyle en yakışıklılarıydı. Böyle bir makamda olduğu halde şatafatlı giymez hep eski elbise giyerdi.
Ashabı Kehf dediğimiz mağara arkadaşlarının çarşıdan ihtiyaçlarını temin eden ve aleyhlerinde konuşulanları dinleyip bilgi toplayan kişidir.
2- Hazreti Mekselina, bu da sağ kol danışmanlarındandı. Gençlerin yaş olarak en büyüğü, en tecrübelisiydi. Hazreti Yemliha aktif olanlarıydı ama itaat ettikleri Hazreti Mekselina’ydı.
3- Hazreti Meslina halk arasında Mislina da denir ama doğrusu Meslina’dır. Bu da yine sağ kol danışmanıydı.
4- Hazreti Mernuş. Bu da sol kol danışmanıydı.
5- Hazreti Debernuş bunu O yörenin halkı Tebernüş olarak isimlendirir.
6- Hazreti Şazenuş bu da yine sol taraf danışmanıydı. Dekyanus bir karar vereceği zaman bu 6 kişiyle tanışır ve bunların fikrine göre hareket ederdi.
7. Hazreti Kefeştetayyuş, Bu da işte yolda kendilerine katılan çobandı.
Bu gençler devletin bu işinin dışında kılıç ve ayna ustalığı yaparlardı. Yani biz böyle bir seçkin hayatta devlete görevimizi yaptık, ondan sonrası tamam demiyorlar. Halka katkı olarak kılıç ve ayna yapıyorlardı. Şimdi biz ne yapıyoruz. Ben çalıştım emekli oldum artık çalışmam diye çay ocaklarında zaman harcayıp akşam da evde hanıma kahramanlık yapıyoruz. Müslüman böyle olmaz. Bu gençler bize en güzel örnektir.
Mağara Nedir?
Mağara din uğrunda hicret sığınağıdır. İlk sığınılan yer hira mağarasıdır. Peygamberimiz kendi başına ışığı, yolu olmayan bu mağarada tek başına günlerce kalıyordu. Arada Hatice anamız 8-9 km uzaktaki mağaranın olduğu yere yaya gidip azık götürüyordu. Onun için Hatice annemizi rabbimiz özel selamıyla selamlamıştır.
Bizim Peygamberimizin sığındığı ikinci mağara ise hicret esnasında kaldığı Sevr Mağarasıdır. Onun için mağara içindeki ibadet sünnet hükmendedir. Kuranımızda mağara ile ilgili Kehf suresinin 10. ve 11. Ayetleri, Nahl suresinin 81 ayeti, Tevbe suresinin 40. ayeti, tam 5 tane ayet vardır.
Öyleyse bizler hiranur huzmelerinin temsilcileriyiz. Peygamberimiz (sav.) ara sıra hira mağarasını ziyarete giderdi. Hirayı ziyarete gittiklerinde orada bir deprem oldu. Peygamberimiz (sav.) sakin ol ey hira, sakin ol ey hira, şu anda senin üzerinde bir Peygamber, bir sıddik ve bir şehit var, buyurdular. Sıddık Ebubekir, Şehit ise Hz. Ömerdi.
İnne Rabbi ala küllü şey’in hafiz, İnne Rabbi ala küllü şey’in hafiz, İnne Rabbi ala küllü şey’in hafiz. Ve rabbüke ala küllü şey’in hafiz, ve rabbüke ala küllü şey’in hafiz, ve rabbüke ala küllü şey’in hafiz. Velhamdülillahi rabbil alemin rıza el lilla tealel el Fatiha.
Comments