1- Dağınık ve Düzensiz Kişileri Ruhen Etkilemeleri
Hazreti Cabir (ra.) aktarıyor: Rasulullah (sav.) şöyle buyurdular, Şeytanlar, elbiselerinizden faydalanırlar. Onun için biriniz elbisesini çıkardığı zaman onu katlasın. Çünkü şeytan katlanmış elbiseyi giyemez. Bunu peygamberimiz emrediyor.
Hadisi şerifimizin Arapça metnine baktığımız zaman peygamber efendimizin Yestemtiune diye bir kelimeyi kullandığını görürüz. Kelimeyi incelediğimizde bize 6 ana dalda hitap eder. Biz sadece konumuzla alakalı olan alanı inceleyeceğiz. Faydalandırılma, Nimetlendirilme, Hazlandırılma, Karşı cinsten yararlanma ve Ömür verilme anlamlarına gelir. İblis paçavra gibi çıkarıp bıraktığımız katlanmamış her elbisenin içine girerek ondan haz alır.
Son 30 yıla yakındır özellikle gençlik istismar edildiği için faydalandırılma anlamını biraz açmamız gerekiyor.
Muta Nikahı, Muvakkat (Geçici Nikah); Bütün mezhep imamlarımızın icmali ile gerek muta nikahı gerekse muvakkat nikah batıldır. İmam Şarani Hazretleri kitabında bütün mezhep imamlarının görüşlerini şerh eder. Müslüman yelpazesinde olup da bu nikahı sürdürenler şiilerdir. Bunlar 16 mezhebin hepsine muhalefet ederler.
Hazreti Sabra (ra.) aktarıyor: Rasulullah (sav.), Ey insanlar şüphesiz ki Allahu teala mutayı şu gününüzden kıyamet gününe kadar haram kılmıştır buyurdular. Buna rağmen şiiler hem müslümanız der hem bu hadisi Şerife muhalefet ederler. Ülkelerinde bu nikah tamamen serbest ve uygulaması devlet eliyle sürdürür.
İkinci Hadis şerefimiz, Hazreti Ali (ra.) Efendimiz; Nebi (sav.) Hayber gününde Hayber kalesinin fethinden sonra muta nikahını yasakladı, buyuruyor.
Ehli sünnete göre Nikahta 3 şart vardır. Kadın ve erkek şahitler huzurunda meşru şekilde nikah kıyarlar. Çünkü gizli nikah asla caiz değildir. Nikahın gizlisinin hiçbir şekilde meşruiyeti yoktur. Bu nikah ölüm, boşanma ve dinden çıkma ile düşer. Bunun dışında bu nikah hiçbir şekilde sona ermez. Nikahın bitmesinde süre konmaz.
Muta nikahında süre konulur. Ben sana şu malı veriyorum, sen benle 3-5 gün, bir ay, bir yıl evli kalacaksın diyerek süre belirtilip nikah yapılır. Bu kadını istismardır. Dinimizde bunun yeri yoktur.
Dini hassasiyeti olan üniversite öğrencileri muta nikâhı adı altında tuzağa düşürülmektedir. Birçok kızın bu şekilde hayatı altüst olmuştur. Dinimizin hiç bir hükmü kişinin hayatını zindan etmez.
Asıl konumuza dönersek; çocuklarımıza 6 yaşlarından itibaren yataklarını, yorganlarını, kıyafetlerini düzeltme eğitimi verip öğretmez isek bu Hadisi Şerife göre bedelini ömür boyu ruhsal huzursuzluk olarak ödeyecektir. Erkek çocukların her türlü düzensizlikleri kız çocuklarına düzelttirilir. Bu zulümdür. Baba, ana bu konuda zalimdir. Bu toplumumuzun bir sorunudur. Kız orada ikinci sınıf bir insan noktasına düşürülmektedir.
Adını vermeyeceğim bir konuya gireceğim. Neden adını vermiyorum? Çünkü o ad ilahlaştırılmış bir putun adıdır. Kimse onun put adı olduğunu bilmediği için herkese kabullendirilmiştir.
Yukarıda okuduğumuz hadisi şerifte Yestemtiune yani şeytanın düzeltilmemiş ve katlanmamış kıyafetlere ve giysilere musallat olması ve haz alması nedeniyle kişi o elbiseyi tekrar giydiğinde kalbinde huzursuzluk başlar. Dışarıya çıktığında zihninde dürtüler başlar ve tahrikler oluşur. Şeytan o elbiseyi giyen kişinin özellikle karşı cinslere karşı tahrik olsun ve bendeki ruh hali o elbiseye sinsin diye giyer.
Şimdi ise Teknoloji yoluyla aynı dürtüyü kullanabilmek için lavantalı, yaseminli, tarçınlı ve vanilyalı parfümleri pazarlayıp bu parfümlerin istenilen hedef için kullanılması bu etkinin ete kemiğe bürünmüş halidir.
2-Şeytanların Bizi Uykuda İken Etkilemeleri
Hazreti Ebu Katade (ra.) aktarıyor. Resulullah (sav.) Hazreti Hâlid Bin Velid’e şu tavsiyede bulundu; Vel hulumu mineşşeytan… Kabus şeytandandır. Sizden birisi uykusunda korkar veya kendisini korkuya ve dehşete düşüren bir kabus görürse Sol tarafına tükürüp onun şerrinden Allah'a sığınsın. Şeytanların vesveselerinden ve bana yaklaşmalarından Allah'a sığınırım desin bu durumda kendisine gördüğü kabus inşaallah zarar vermez.
Resulullah efendimiz burada inşallah kelimesini kullandı. Biz de bir dakika sonra yapacağımız her şeyde mutlaka inşaallah diyeceğiz. İnşaallah diyerek Cenabı hakkın müsaadesini ve bizden lütfunu esirgemeyip bizi korumasını talep etmiş oluyoruz. Bunu bize öğretmek için Resulullah efendimiz inşallah buyuruyor.
Uyku halindeki bu durumla ilgili Yunus suresinde şöyle buyrulur; Esteuzibillah, Lehumul buşra fil hayatid dunya ve fil ahıreh, Dünya hayatında da ahrette de onlar için müjde vardır, buyuruyor. Bu ayete yönelik sahabe efendilerimiz bizlere de öğretmek için Ya Resulullah hem dünyada hem ahrette bu müjdeyi alacak kimlerdir? Diye sorunca Peygamber efendimiz; Salih rüya Allah'tandır. Salih kimsenin gördüğü yahut o salih kimsenin hakkınızda gördüğü rüyadır, buyuruyor. Yani ikisi de bize müjdedir.
Ancak yukarıda peygamberimiz korkulu rüyaya hulum, Cenabı hakk'ın gösterdiğine Ru’ya buyurdu. İkisinin arasında ince bir ayrım vardır. Korkulu gördüysek bu rüya değildir. Şeytandandır, hulumdur. Ama müjdeli, sevindirici, rahmani ise bu rüyadır. Demek ki korkulu şeye biz mecazen rüya diyoruz. Hakikatin da onun adı hulumdur. Bu hadisi şerif Buhari’de önemine binaen 8 yerde geçmektedir. Biz korktuğumuz rüya gördüğümüzde solumuza dönerek tükürüp Ya Rabbi görmüş olduğum bu rüyadan aile efradı olarak sana sığınırız, hakkımızda hayırlı eyle, şerrinden muhafaza eyle diye dua edeceğiz. Bu duayı yapmayan bir kişi rüyayı birilerine anlattığı zaman o kötülük başına gelir. Kabus, hulum anlatılmaz.
Abdullah Bin Ömer (ra.) Bu tür rüyalar ve şeytanların insanlara musallat olmasına dönük kısa ve öz bir duayı akıl bağli onlara ezberletirdi. Ezberleyecek yaşta olmayanlara da bu duayı eliyle yazar muska gibi boğazlarına takar ve sürekli üzerlerinde taşımalarını tembihlerdi. Abdullah Bin Ömer gibi büyük bir zatın bu kadar önemsediği dua şöyledir. İsteyen ezberler isteyen, yazar üstünde taşır.
Euzü bi-kelimatillahi't-tammeti min gadabihi ve ikabihi ve şerri ıbadihi ve min hemezati'ş-şeyatinive en yahdurun.
3- Uyku Felci, Karabasan Veya Al Basması
Kişinin uyku ile uyanıklık arasındayken parmağını dahi kımıldatamayacak şekilde göğsünde ağırlık hissetmesidir. Kendisi bağırdığı halde sesini hiç kimseye duyuramaz. Kişi bağırdım ama duyuramadım zanneder aslında sesi çıkmadığı için duyulmaz. Cinlerin çok yakınımıza yaklaştığı halde Cenabı hak bizi muhafaza ettiği için bize dokunamaması ancak el ve ayağı ile elektriksel bir baskı yapmasının adı uyku felci, karabasan veya albastıdır. İblis eliyle ayağıyla bu elektriksel baskıyı bize yapmasa da dokunsa zaten çarpar. Yani dokunamıyor ama biz sanki yüksek gerilim hattının alanına girmiş gibi bu baskıyı yapıyor. Çarpmanın ne olduğunu bir önceki derste delilleriyle işlemiştik. Özellikle hamile kadınlarda bu daha çok görülür.
Çaresi nedir? Uykuya yatmadan evvel çoluğumuz çocuğumuz mutlaka ayet el kürsü okumalıdır. Buna rağmen bu hali yaşarsak o anda ayet el kürsüyü okumaya çalışacağız. Eğer bir başkasının bu hali yaşadığını görürsek de yine bir taraftan ayet el kürsüyü okuyup bir taraftan da o kişiye elimizle dokunarak yavaş yavaş uyandırmaya çalışacağız. Bunun çözümü budur.
4- Uykuyla Farz Olan İbadetlerimizi Engellemeleri
Bunu en fazla sabah namazında yaşarız. Sabah namazını illa kılacağım diyen şuurlu bir Müslüman bu mücadeleyi her gün yaşar. Kısmen de yatsı namazında yaşarız. İkindi namazında daha çok yaşarız. Hazreti Ebu Hureyre (ra.) aktarıyor; Peygamber efendimiz şöyle buyurdular, Sizden biri uyuduğu zaman şeytan onun kafasının arka tarafına 3 düğüm atar. Eğer kişi uyandığı anda elhamdülillah derse biri çözülür, abdest alırsa ikincisi söz çözülür, namaz kılarsa üçüncüsü çözülür. O gün 24 saat akşama kadar dinç ve huzurlu olur. Aksi halde o gün akşama kadar uyuşuk tembel ve huzursuz olur.
Bu hadisi Şerife göre önümüze 3 şey çıkıyor. 1-Her ibadet kalp huzuru veren manevi bir enerjiye sahiptir. Yani biz 5 vakit kıldık ister birini kıl ikisini üçünü kıl gün gelir beşini de kılarsın. Mutlaka her gün bir kere alnın secdeye gelsin kibrini toprağa indirip tarumar etsin. İbadetsizlik kibirdir, büyük bir tembelliktir.
2- Kalbine ibadetlerin manevi enerjisi dokunan akşama kadar huzurlu olur. Yapmasa huzursuz olur, işte bu manevi enerjidir. Kalp her gün o enerjiyi sabahın ilk rekatında alır. Alamazsa bu huzursuzluk akşama kadar işine, evdeki geçimine, çocuğuna yansır. Toplumdaki kişilere yansır. Kavgalar, çatışmalar, tartışmalar olur.
3-İbadetsizlikte 3 düğümün ikisi çözülmediği için bu tembellik ve yorgunluk olarak akşama kadar beynin bedene manevi enerji vererek dinçleştirecek kısmı uyuşuk kalır. Akşama kadar kendini tembel hisseder, yorgun hisseder.
Yine Hazreti Ebu Hureyre (ra.) buyururlar ki, Resulullah efendimizden duydum. Bir kimse uyandıktan sonra abdest aldığı zaman 3 kere sümkürsün. Çünkü şeytan geceyi onun geniz dediğimiz östaki borusunda geçirmiştir. Abdest almıyor bile olsak bu burun temizliğini yapmalıyız. Onun beyne giden oksijeni engellemesini sümkürmeyle kaldıracağız. Böylece beynimizin oksijen almasını sağlayarak rahatlayacağız.
5- Şeytanların Esnetme Başarısı
Resulullah efendimizi dinleyelim; Esnemek şeytandandır. İçinizden birisinin esnemesi gelirse gücü yettiği ölçüde esnememek için kendisini tutsun. Eliyle ağzını mutlaka kapatsın. Çünkü şeytan ağzınızdan girer. Esnemek üzere ağzınızı açıp hah hah diyecek olursanız bu sefer de şeytan karşınıza geçer size güler. Şeytan bizim nefsimize şehveti ziynetlendirir, süslü, gösterir. O şehvetin oluşturduğu buhar ile o anda midesi dolu ise yediğinin buharı birleşir. Çene kaslarındaki bütün kaslarının içerisine buhar dolar. Bu buhar gaflet ve tembellik verir. Ve esnediğimiz anda yüzümüzde çirkinleşme oluşur. İşte şeytan da buna güler. Bize olan öfkesi ve kini nedeniyle intikam alır.
Esnemenin oluşmasında İblisin büyük oranda katkısı vardır. Buna mani olmak için peygamberimizin buyurduğu gibi esnerken ağzımızı kapatacağız. Bu ayrıca toplumsal bir edeptir.
6- Secde Etmemizi Engellemeleri Ve Namazımıza Vesvese Karıştırmaları
Resulullah (sav.) buyururlar ki, Ademoğlu secde ayetini okuyup secde eder ise şeytan ağlayarak uzaklaşır. Ve vay benim halime ki Ademoğlu secde etmekle emrolundu secde etti. Binaenaleyh cennet onundur. Ben de secde etmekle emrolundum ama secde etmedim. Bu sebeple cehennem de benimdir, der.
Bu hadisi şeriften fıkhi bir hüküm çıkar. Öncelikle her yaptığımız ibadette bize nasıl bir haset ettiğine ve öfkesinin nasıl arttığına şahit oluyoruz. Kuranımızda 14 yerde secde ayeti vardır. Bu ayetlerden birisini okuduğumuz zaman hemen kalkıp tilavetimizi yerine getirmeliyiz. İşte şeytan burada da devreye girer ve sonra yaparsın, hele sen kuranı bir oku diyerek onu önce erteletir sonra da unutturur.
Ayrıca bu hadisi şerife göre kuran ilminin anlatıldığı sohbetlere gitmememiz için bahaneler oluştur. Ve gitmenin önünü keser. Ve biz ona mağlup olur gelemeyiz. Halbu ki gelsek hem cihat etmiş olacağız, hem ilim öğreneceğiz hem de onu yendiğimiz için bize büyük bir bereket olacak.
Bu hadisi şeriften fıkhi bir hüküm daha çıkar. Bu hüm yanılma secdesi dediğimiz sehiv secdesidir. Şeytanın mücadelesi sonucunda namaz kılan kişi mutlaka yanılır. Bu yanılgıyı tamir etmek için farz ve vaciplerde sehiv secdesi yapılır. Sünnetlerde ise unutsak da terk etsek de sehiv secdesi yapılmaz.
Farzı vaktinden evvel yapmaya takdim vaktinden sonra yapmaya tehir denir. Takdimde de tehirde de sehiv secdesi yapılması gerekir. Vaciplerde ise 6 yerde sehiv secdesi yapmak gerekir. Takdim, Tehir, Terk, Tahir yani vacibin aslını değiştirmek, Mükerrer ve Nisyan yani unutmak. Bu durumlarda sehiv secdesi yapılması lazımdır.
Numan Bin Beşir (ra.) Resulullah Efendimizden aktarıyor; Bir ev ki içerisinde kuran okunursa o eve şeytan girmez. 3 gün süreyle bir evin içinde kurandan herhangi bir sayfa okunmaz ise şeytan o eve yaklaşır. Bu hadisi şerife göre Peygamber efendimiz kuranımızdan 19 sureyi okuyun diye uyarmıştır. İşaret edilen bu sureleri günlük okuyalım ki şeytan evimize giremesin yani tuvalete banyoya hapsolunsun odalara çıkamasın. Bu sureler; Fatiha suresi, Ayet el Kürsü, Amenarrasulü, Ali İmran suresi (Haftada bir kere okunsa da olur.), İsra suresi, Kehf suresi (Cuma günleri okumamız yönünde işaretler var.) Yasin suresi, Zümer suresi, Mümin suresi, Duhan suresi, Haşr suresinin son 3 ayeti (Huvallahullezi…), Mülk suresi, Zilzal suresi, Kâfirun suresi, İhlas suresi, Felak suresi, Nas suresi. Bu sureler okumamız için işaret edilmiş olan surelerdir. Nereye, nasıl fayda edeceğini hikmetini bilmeyiz.
Hazreti Aişe (ra.) aktarıyor; Resulullah (sav.) den ki, Kişi namazda iken vücudunun ve kalbinin başka tarafa yönelmesi yani hem yüzü hem göğsünün başka tarafa yönelmesi, şeytanın sizin namazımızdan kapıp kaçırdığı kısımdır. Yani İblis namaz esnasında öyle mücadele ediyor ki kişinin gözünü sağa sola baktırıyor veya duyduğu bir tıkırtı sesle göğsünü döndürerek namazını bozdurmaya çalışıyor. 45 derece kıbleden başka yöne dönüldüğünde namaz bozulur. Şeytan namazımızdan çalamasın diye; Kıyamda secde edeceğimiz yere bakacağız. Rükuda ayak parmaklarımızın ucuna bakacağız. Secdede secde ettiğimiz yere bakacağız. Tahiyatta kucağımıza bakacağız. Selam verirken de omuz başlarına bakacağız.
Müslümanların evlatlarına saldırmaları, Rasulullah (sav.) buyurdular ki, Şeytan doğum sırasında her çocuğun 2 yanına mutlaka parmağıyla dürter. O dokunma neticesinde her doğan çocuk ağlar. Bunu bir tek peygamberlere yapamaz ve hassaten İsa aleyhisselama yapamadığını kuranımız ayetle tescil eder. Ta kabir sualine kadar bize musallat olur.
Peygamber efendimiz buyuruyorlar ki; Şeytan ölmeden önce sekerat dediğimiz anda muhakkak gelir. Sen Yahudi olarak, Hıristiyan olarak öl der. Muhaddis ulemamız bu hadisi şerifi şöyle açıklar; Can hulkuma geldiğinde ölecek kişinin gözüne daha önce ölmüş babası, anası ya da sevdiği kardeşi, arkadaşı, dostu, suretine bürünerek 2 şeytan olarak gelir. Yahudi veya Hıristiyan olarak ölmemizi sağlamak için bir tanıdık suretinde gelir. O 2 şeytan İblisin özel görevlendirdiği tecrübeli şeytanlardır. Onlar islam dışı bir dini kabul ettirmek için bizi zorlarlar. Bak biz senden evvel öldük o hayatı biliyoruz, ahiretten haberdarız. Yahudi olarak öl, Hıristiyan olarak öl ki rahat edersin diye kandırmaya çalışırlar.
Bir milyon hadisi şerifi ezbere bilen Ahmedi Hanbeli Hazretlerinin ölüm anını oğlu şöyle anlatıyor; Babam ölüm anını yaşarken ‘’git laan, git laan’’ diye 3 kere bağırdı, diyor. Bir süre sonra babam biraz kendine gelince sordum. Babacığım o gelen kimdi de kovdun, dedim. İblis Parmağını ısırarak karşımda bana gülüyordu, dedi. Cenabı hak Ali İmran suresinde dolaylı olarak bize bunu anlatır. Esteuzibillah, Rabbena lâ tuziğ gulubana… Rabbimiz kalplerimizi eğriltme, buyurur. Bu ayeti sürekli okursanız ve dünyada iken kalbiniz sabitkadem hale gelirse diyor Ahmedi Hanbele güç yetiremediği gibi size de yetiremez.
Eğer Ahmedi Hanbel gibi zatlar ve onları sevenleri olarak Cenabı hakkın hoşnut olduğu kullarından olursak Hazreti Cebrail aleyhisselam yardımcılarıyla gelip iblisi başımızdan kovar. Cebrail aleyhisselâmın başımıza geldiğini biraz sonra ayetle de tescil edeceğiz. Hazreti Cebrail aleyhisselam yardımcılarıyla gelince İblis oradan gitmek zorunda kalır. Bunlar o hastanın yüzünü mesh eder. Ve kişi ölürken gülümser ve nuranileşir. Kiramen katibin melekleri ve Hafaza melekleri de vefat edecek kişiye görünerek ikameti kalp yaparlar. Yani sen sakın İblisin etkisinde kalma diyerek kalbini güçlendirirler. O hafaza melekleri Seninle beraber iyi meclislerde bulunduk, iyi sözler dinledik. Allahu teâlâ sana rahmet etsin, derler. Biz senden hoşnutuz diyerek helalleşirler. Bunları İmam Birgivi Hazretleri söylüyor.
Müslümanın o melekleri gördüğü an dahi tövbesi kabul olur. Ama münafık ve kâfirler o anda iman etseler imanları kabul olmaz. Hazreti peygamberimiz son anında şahadet parmağını kaldırarak namaz namaz namaz demiştir. Bu ümmetine son kelimesidir.
Cenabı hak kuranımızda Hazreti Yusuf aleyhisselamin dilinden teveffeni muslimen buyuruyor. Yani Ya rabbi beni Müslüman olarak öldür, namazımı kılan birisi olarak öldür, orucumu tutan birisi olarak öldür anlamına gelir.
Cenabı hak Fussulet suresi 30. ayette yukarıdaki melaikelerin inişini tescil ediyor. Esteuzibillah, tetenezzelualeyhimul melaiketu… onların üzerine akın akın melekler iner, buyuruyor. İşte ayeti celile meleklerin vefat anında indiğini anlatıyor.
İbrahim suresi 27. Ayette Bismillah, Yusebbitullahillezine amenu bil kavlis sabiti… Allahu teâlâ, müminler sabit söz ile tespit buyurur ve onlara sebat ihsan eder, buyurur. Bazı kişilerin ölüm anında dili bağlanır. Dünyada neyle daha çok meşgul olduysa günlerce onu sayar, başka hiçbir şey bilmez. İşte bu dilin bağlanmasıdır. Onun için Rabbimizden hüsnü hatime yani güzel son isteriz. Sağlıklı iken ya Rabbi bizi mümin ve Müslüman olarak öldür diye dua etmezsek dilimiz bağlanır.
İsa aleyhisselam döneminde rahip Barsis diye bir rahip vardı. Cenabı hak bu rahibe öyle bir lütufta bulunmuş ki, Deli, aklı zayi olmuş veya sara hastasına eliyle mesh ettiği zaman şifa buluyordu. Bir gün yaşadığı beldedeki hükümdarın kızı hastalandı. Yani sara hastası oldu. Bunu manastırına getirdiler. Burada birkaç gün sen oku mesh eyle tedavi olsun, dediler. Kız manastırda kalır iken İblis rahibi kandırdı ve o kızla zina yaptırdı. İblis ardından dedi ki, bunun babası hükümdar seni yaşatmaz, sen bu kızı öldür at, dedi. Ve rahip de öyle yaptı. Hükümdar 2 gün sonra kızının durumunu sordu. Kızın olmadığını görünce rahibi tutuklattı. İdam sehpasına çıkarıldı. O esnada İblis rahibin karşısına geldi. Ben seni bu ipten kurtarırım ancak boğazında ip takılıyken bana ima ile secde edeceksin, dedi. Ve rahip bu denileni de yaptı. Rahip maneviyatta neredeydi şimdi sonuna ne oldu?
Onun için kuranımızda 5 yerde geçen Müslüman olarak öldür ayetlerini sürekli okumalıyız.
Haşr suresi 16. ayette Bismillah, Ke meseliş şeytani iz kale lil insanikfur fe lemma kefere kâle inni beriun minke inni ehafullahe rabbel alemin. Şeytan insana küfrettirir. İnsan da küfredince ben hakikaten senden uzağım. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım der. Önce küfrettirir sonra da kenara çekilir.
İblis Kabir sualinde yanımıza nasıl gelir? Toprağın altına girip defin işleri tamamlandıktan sonra ruhumuz göğsümüze kadar verilir. Göğsümüze kadar diriliriz ama göğsümüzden aşağı tarafı dirilmez. Sadece gözlerimiz açılıp şuurumuz yerine gelir. Orada amentüden sorgulanırız. Onun için her gün amentü okuyup imanı tecrit etmeliyiz. Hazreti peygamberimiz buyuruyor ki, Ölüye sual olunup rabbin kimdir denildiği zaman Şeytan o anda kabirde görünüp benim diye kendini işaret eder. Bu büyük bir imtihan, korkunç bir fitnedir. O anda evet o desek bitti. Bazı insanlar uzun süre bitkisel hayat yaşar, o hâlde ölür. İşte bu kişinin sonu kabirde neticelenir.
Bismillah. subhaneke la ilmelena illa ma allem tena inneke entel alimul hakim. sadakallahul azim. Subhansın ya rab senin bize bildirdiğinden başka ne bilebiliriz ki, her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin. Amenna ve saddakna velhamdülillahi rabbil alemin el Fatiha
Sohbetin videosunu bu kare kodu okutarak izleyebilirsiniz.
HASAN KARDEŞ. RABBİM! SİZDEN HOŞNUD OLSUN...Mehmet TÜRKOĞLU/ELAZIĞ.