İblis ve Şeytanlarının Faaliyet Alanlarının İkincisi
Büyüye İlgiyi Artırmak
Sihir; ruhun diğer ruhla birleşip teksif olup odaklanıp bir başka kişinin ruhuna yoğunlaşmasıdır. Yani büyücü dediğimiz kişinin ruhuyla onunla birlikte çalışan kafir ya da münafık cin ruhu beraberlik sağlıyorlar Büyü yaptıkları kişinin ruhuna odaklanıyorlar, teksif oluyorlar ve o kişinin ruhuna zarar vermek için saatlerce yoğunlaşıyorlar işte bunun adı sihirdir. Konumuzun başlığında söylemiştik ki, iblis ve şeytanları sürekli olarak büyünün yayılmasını, çoğalmasını ve var olmasını istedikleri için insanlardaki ilgi ve meraktan faydalanıyorlar. Peki bu ilgi ve merak nasıl şöyle 1-2 kelime ile bakarsak bu konuyu peygamberimiz (sav) bize 1500 yıl öncesinden buyuruyorlar ki Her kim ilmi nücumdan yani yıldız ilminden bir şey öğrense sihirden bir bölüm öğrenmiş gibidir. Yıldız ilminden harika olağanüstü bir şeylere sahip olalım diye öğrenmeyi arzu ettiğimizde ilgimizi ve merakımızı yönlendirdiğimizde işte o ilgi adım adım hadisi şerifteki ihbar edilen büyüye ve sair olmaya götürecek. Bu konuda Böyle meraklı olan kişilerin önüne 6-7 ciltlik gizli ilimler hazinesi adlı bir kitap çıkarılır. Orada olağanüstülükleri görünce bu kişinin merakı biraz daha artar. İkinci etapta kendisine yıldızname denilen kitap verilir. Üçüncü etapta Tum tum hindinin yıldızların dereceleri adlı kitabı verilir. O yapılan büyü muskalarında görürsünüz ki, birçok harfler ve rakamlar vardır ve oralarda geometrik çizimler vardır işte onların hepsi bu tutum hindinin kitabından alınıp ona göre yapılır. Mesela küçük harflerden re harfi k harfi f harfi d harfi. Bunlar oturmuş kollarda aşırı kullanılır.Sayı olarak köşelerde sayılar yazar 282-184-220 sayılarını çok görürsünüz. Bunları anlatmam da gaye bunların bütün detaylarını söyleyeceğim ki artık hem ilgi duymamak hem onun hiçbir tesiri ne inanmamak hem de onları gördüğümüz zaman bunlar o sapıkların melanetlerinden olduğunu bilmemiz için. Dördüncü olarak arkadaşlar gayetul hâkim isimli bir kitaba yöneltirler. Beşinci olarak artık yavaş yavaş en ana kitaplarına geliyoruz. Masrafi hulka basi bu sabah 7 yıldıza ait sayfalar isimli bu kitaba yöneltirler. En sonunda da sanki anayasaları sanki onların ilah kitapları gibi haşa filla hatunla bati isimli kitap zirve kitaplardır. Dünya tarihinde Süleyman aleyhisselam dönemindeki büyücülerin ilk tasnif ettikleri kitap da budur. Bu hepsinin vardığı son nokta oluyor. Çok meraklılar arasında iblis sadık adayları seçme kriterleri koyar. En çok meraklı kim onu işin içine çekecekler ama onun üzerinde uygulayacakları 9 tane kriteri koyarlar.
Büyücü yapılacak kişilerin önce sadakatları istenir. Bunun içinde küffar cinler iblisten aldıkları talimatla o kişiden sürekli cünüp durma ve hayız sonrası yıkanmamaları istenir. Bu basit gibi görünen kriter bizim dinimizin değerlerini çiğnetmeye başlanılan en ağır kriterdir. Ayrıca olarak küçük bir takip ile görebileceğimiz bu kriter tehlikenin başladığını gösterir. 2- Hamam mezbelelik ve pis yerlerde barınmaları istenir. Yani temizlik yaptırılmadığı gibi temiz olan yerde barınması istenmez 3-Bunlar dumanı çok severler çünkü o duman iblis in yaratılmasının özüdür. Duman türmü özentisi ve uygulaması istenir. 4-Namazı ve orucu terk etmeleri istenir. 5-Konuşan insan ve konuşmayan canlıları kurban etmeleri istenir. 6 Kan dökmeyi mubah saydırırlar ve özendirirler. 7-Allah'ın kelamını Mushafı pislik ve kan ile yazdırırlar. Allah muhafaza idrar necaset ile yazdırıyorlar ve biz bunu fark etmiyoruz. Boya zannediyoruz. 8-Mutlaka kendilerine sadakatı ispatlama için şirk koştururlar. 9-Mahremleri ile yani nikah düşmeyenler ile gizli evlilik yaptırıyorlar.
Bunlar yapılacak ki iblis o kişiyi sevecek. Sevdiğinde ise iblis ve onun avanesi olan şeytanlar tarafından o kişiye taltif ödülleri verilir. Bu da 9 tanedir. Bu 9 rakamı bunlarda çok önem arzettiği için her şeyleri 9’a bağlanmıştır.
1-Büyücünün işareti ile kaynayan bir kaynak suyunun yerin altına çekilmesi bir işaret eder, bir anda o su yerin altına kendi kendine çekilmiş görünür su kaybolur. Bu bizim hepimizin hafızalarına altüst eder. Bunu Allah katında derecesi olan kişi zannedip severiz. O ne yapar ne derse artık o büyülenmiş olarak kabul etmiş oluruz. Halbuki onun işaretinden sonra o suyu yerin altına kafir cinler yere batırırlar.
2- Büyücü kişinin havada uçarak bazı yerlere gidip vardığını görürüz. İblis gelir kolundan tutar havada götürür ama biz iblisi görmediğimiz için o kişi havada uçuyor zannederiz.
3- Yine büyük bir su üzerinde batmayıp gayet rahat yürüdüğünü gösterir. Yine iblis devrededir. Orada kolundan tutup onu suya batırmadan götürür. Ancak biz onu görmediğimiz için suyun üstünde gidiyor zannederiz. Ona manevi bir derece telakki eder ve ondan etkilenip onun her şeyine inanır hale geliriz
4-Bu da evlerimizdeki başta hanımlarımız, kızlarımız, çocuklarımız ve müteakiben örnek olma açısından bizler için önemli Allah adı anılmayarak eşyayı şu cismi yere koyduğumuzda kafir cinler vesilesiyle oradan alınır, çalınır ve o kişiye büyücüye getirilip teslim edilir. Biz de kaybolan eşyamı buldu zannederiz. Ama onu oradan getirebilme cüretinin temelini biz attık. Allah adı anılarak bismillah diyerek koysaydık o cinin o eşyayı almaya gücü yetmeyecekti. Demek ki çöpü bile çöp poşetine atarken bismillah diye atacağız ki bu çöp hayır çöp olsun.
5- Bir kişi bir büyücünün yaptığını lanetledikten dolayı adeta kinli ve düşman olmuş ise bu kâfir ve münafık cinler o düşman olan kişinin onun psikolojisini öyle etki yaparlar ki o kişi bunalıma girer intihar eder. O zaman da işte o intihar gerçekleşince gördünüz mü karşı çıktı akıbet ne oldu sizde yaparsanız sizin sonunuz da böyledir diyerek iblisin katkısıyla büyücü halkın arasında bir kat daha dokunulmaz noktaya çıkar. 6- Büyücünün işareti ile kime musallat olacaklarsa onun elbise ve eşyaları yırtılmıştır. İşte bütün bunlar kafir cinler tarafından yapılır. Halbuki elbisesini giyerken, çıkarırken bismillah dese dokunamazlar. Bunu Hazret Ali efendimizin sözünden de görürüz. bir defasında uzun süren bir hastalığa yakalanır. Orada kendi kendine mırıldanırken yanındaki diğer mümin kardeşlerimiz duyarak bunu kitaplara kaydedilmiştir. Ben şalvarımı ayakta bile bismillah demeksizin giyemezken böyle uzun süren rahatsızlığı nereden yakalandım diyecek kadar kendini suçluyor ki acaba diyor, bismillah demeyi nerede unuttum da bu hastalığa tabi oldum diye bizim hiç mi hiç ehemmiyet vermediğimiz bir olayın azcık gafletin hastalığına sebebine dayandırdığını görürüz. 7- Büyücünün yine el işareti ile yürüyen canlı koyunun karnının bir yarılarak bağırsaklarının dökülüp koyunun ölmesi. Kuzey Afrika ülkelerindeki büyücülerden çok fazla olur. Onlara bundan dolayı baacinler denir. Bu kişiden sanki Allah katında derecesi varmışçasına insanlar korkar hale gelir. Halbuki kâfirlik ve sapıklıkta iblise teslim olmuş acizden başkası değil. Bu baacinler canlı koyun bağırsaklarının dökülmesini hınzıriye sayfası kitabında iblis tarafından bu melun pislikler öğretilmiş oluyor. 8-Yine büyücülerin işareti ile bir narın içindeki taneciklerin hepsi sanki bir el tarafından boşaltılmışçasına tabağın içine boşalıyor. İşte bunu da yine görmediğimiz kafir cinler yapıyor.
Bütün bu maddeler de görüyoruz ki biz onları görmediğimiz için onların bu tür şeyleri yapmasını biz büyücü yaptı zannediyoruz. Büyücünün bir işareti ile oldu zannettiğimizden insanlar bu vakalara şahit olunca bu yüzden korkuyor, etkisi altına giriyor ve onun her dediğini yapabilen bir gücü varmış gibi ona teslim oluyoruz. İlim ehli bir kişi o büyücüyü orada aciz bırakmak ve yaptıklarının tamamen iblis in öğrettiği sapıklıklar olduğunu, diğer insanların gözünü açmak için ne yapmalı? Yüce peygamberimizin mucizelerinin en küçüğünü bile yapmaya gücü yetmez. Çünkü onların 9 alandaki şarlatanlıkları yapmaları imtihanın gereği rabbimizin müsadesi iledir. Peygamber mucizesinin bir tanesini bile yapamazlar işte ölçü budur. Aradaki mihenk budur. Rabbimiz mucizeleri kıyamete kadar böyle koruyacaktır. Bundan dolayı bunların yaptığı Istidraç oluyor.
5-İblis Onun Maiyetindeki Küffar Cinler Sihiri Öğretmeye Başlıyorlar. Bu sihirin öğretilmesine kuranı kerimiz'den şahid oluyoruz. Bakara suresinin 102.âyetinde Esteuzibillah Eş şeyatine keferu yuallimunen nases sihra… Şeytanlar kâfir oldular çünkü insanlara büyücülük öğretiyorlardı. Bunu öğretenlerin kafir olduklarını yukarıda saydık. Şunu bunu yaptırarak zaten dini tamamen çiğnetiyorlar. O küfre düşmüşlükten sonra öğrenmeye başlıyor. Şimdi ayetteki yuallimune kelimesinde öğrettiler buyurmuyor ayet öğrettiler olsa geçmiş zaman olur bir daha öretilmeyecek anlamına gelir ama öğretirler geniş zamandır Yani bu ayetteki bu kelimeye göre sihir kıyamete kadar sihir sahicilik, büyücülük her dönemin insanların arasında öğretilecektir. Öğrenecekler vardır, uygulayacakları vardır. Bu 1 kelime ile kıyamete kadar bunun insanoğlunun başına bela olarak devam edeceğinin bu kelime bize şahidi. Büyü ve sihiri ta çıkış tarihinden itibaren en çok Yahudiler uygulamıştır. Büyüye sihire rağbet, merak en çok onlardadır ve insanoğlunun başına bela olmasından en çok Yahudiler aktördür.
6- Bu büyüye adım atmış içine girmiş kişinin inancının bozulduğunu görüyoruz. O kişide şu 9 bozulmuş inancı görüyoruz. Hep 9 olarak gitmesi de onların bu sayıya verdikleri ehemmiyettir. Bu tür zırvalıkları yanımızda yapan birisine aramıza bir sınır konulmalı. Tırnak içinde haşa diyoruz onların ağzından bu 9 cümleyi söylüyoruz. 1-Kainatı yıldızlar idare eder. 2-Hayır ve şer yıldızlardan gelir. 3-Mutluluk ve mutsuzluk yıldızlardan kaynaklanır. Ağırlıkta hep yıldızlara gidiyor yıldızlar tanrılaştırılıyor. 4-Semavi güçler ile yerdeki güçleri birleşince olağanüstülükler meydana gelir. 5- Cinler gaybi bilir insanlar gaybi bilmez, 6- Büyücü insan şekil değiştirerek bir anda gözümüzün önünde bir hayvana dönüşür. Yani gözümüzün önünde ben böyle şekilden şekilde girdiğime göre istediğim şekile girerek her yere girip çıkar istediğim işi başarabilirim diyor. O kişinin bütün bu haleti ruhiyesini alt üst ediyor. Halbuki şekline girdiği bir hayvandır ikinci bir hayvan şekli yoktur. Bir tane müsaade edilmiş onun şekline girip geri çıkıyor.7- İstediğim kişiyi meşhur yapabilirim yani büyüleyebilirim diyor. 8-yeryüzündeki cinlerin ruhlarından yardım isteyerek her sorunu çözebilirim. 9- Kendi önümde cinlerle baş edip onları hizmetimde kullanabilirim. Bunu çok kişinin ağzından duyarsınız. Büyücülerin içine girmediği halde ufak tefek şey öğrenmiştir hemen bu cümleyi kullanır. Halbuki bir cinnin kendisiyle birlikte çalışması kendisi ile birlikte hareket etmesi, onun mahareti başarısı üstünlüğü değildir ki kepazeliğidir. Nasıl bir insanla arkadaş oluyorsa o da cinle arkadaş olmuş hepsi bu kadar.
7- Bütün bu saydığımız saçmalıkları kuranı kerimimiz nasıl cevaplıyor? Tek bir ayette yaratanımız buyuruyor ki, Esteuzibillah; ve lâ yuflihus sâhıru haysu etâ. sahirler ne yapsalar, nereye gitseler yeryüzünde iflah olmazlar ne huzurlu olurlar, ne sevilirler, nede madden manen iflah olurlar. Rabbimiz Kuranımızın iki yerinde açık ve net bunları huzurlu mutlu olamayacaklarını bildiriyor.
8. Bu sapıklık ülkemizde gizli artıyor bundan dolayı bulunduğumuz yörelerimizde çok duyulmamış olabilir ama küffar bir gün ülkemizin bütün kapılarını çalabilecek kadar çalışıyor. İblis ve küffar cinlerin sadık adaylarını seçerken onlara konuşan ve konuşmayan canlıları kurban ettirmek, kan dökmeyi mubah sayar hale getirmedeki hedefleri gençlerimizin psikolojik durumundan yararlanarak satanistlerin tuzağına düşmelerini sağlayıp bir sapıklığı daha müslüman ailelere girdirmektir. Öyleyse çocuğumuzu 2 kategoride inceliyoruz.
Birinci kategori eğer çocuğumuz şu 8 davranışı sergiliyor ise tehlike kapıda demektir. 1- Bana karışmayın diyerek bağımsız olmayı istemeleri 2-Anne ve babanın hiçbir şeyini beğenmemeleri 3-acımasızca anne babasını eleştirme yapmaları 4-Anne ve babanın hoşlanmadığı şeyleri yapmaya başlamaları 5. Anne ve babanın yerine aidiyet duyacağı başka birini koymaya çalıştıklarını 6-Kendis çete kurma eğilimine girdiği 7-Hırçın ve her şeye tepki göstermeye başladığını 8-Sorunlarını paylaşmayıp anti sosyal içe kapanmış duruma girdiğinde dikkatli olmalıyız. Bütün bu yaşadıklarının anlamı psikiyatri uzmanlarımız diyor ki Ben kimim? Nereye yönelmeliyim diyerek kimliğini bulabilme bunalımını ve şaşkınlığını yaşıyor.İşte tam ruh halinin gereği bu esnasında o yukarıda saydığımız büyü tuzağına düşebilir. Satanist tuzağına düşer. Başka tuzaklara fuhuş tuzağına düşer. Adını bilmediğimiz tuzaklara düşer. Uyuşturucu tuzağına düşer.
İkinci kategoriye geçtiğimizde Çocuğumuz şu 12 yaşam tarzına meyil ediyorsa. Az önceki davranıştı. Bu da meyil yani yapmaya başlıyor. Az öncekilerde diliyle bize sınır koymuş, bizi kendine yaklaştırmıyordu. Burada artık bizi dinlemez noktaya geçmiş bazı şeyleri hiç çekinmeden tereddütsüz uygulamaya başlamış. Nedir bu 12 yaşam tarzı dersek; 1-Çoğunluk olarak siyah giyinip karanlıkta yalnız oturuyorsa. 2- Her şeye kafa tutmaya başlamışsa artık kavga yapmanın zeminini arar. 3- Giyim kuşam saç şekilleri Özellikle saç şekilleri farklı olmaya başlamışsa. 4-Sert müzik dinlemeye başlamış onların etkisiyle tuhaf bir şekilde toplu tapınma ritüelleri yapmaya başlamışsa. 6-İbadetlerimiz ile dalga geçmeye kutsal saydıklarımızı aşağılayıp anne baba ibadeti ile dalga geçiyorsa 7-Kara büyü sözcüğünü sıkça kullanıp sıradan bir şeymiş gibi çevresine mumya kara büyü ayinlerinden söz ediyorsa. 8-666 rakamını uğurlu saydığını ifade ediyorsa. 9- Kedi ve köpek katledildiğini duyunca hoşuna gittiğini, hatta canlı civcivleri çiğneyerek dans etmenin çok hoş olduğunu ifade ettiğini duymuş isek. 10-Uyuşturucu kullananların haklı olduklarını ima ediyor ya da söylüyorsa. 11-Sıklıkla zaten ben bu dünyaya ait değilim cümlesini tekrarlamaya başladıysa. 12- İntihar edip gitmeli, şu dünyadan diyor ise. Hiç birimizin yapacağı bir şey kalmamıştır. Bu bir gün intihar edecektir. Bu noktadan sonra bizim rabbim kurtarsın demekten başka yolumuz kalmıyor. Ama bu noktaya gelmeden bütün psikiyatri uzmanlarımızın ve bu sapıkların şu ana kadar devlet eliyle elde edilen onların inançları içerisine yerleştirilen kriterlerden bulabildiklerimizi önümüze koyuyoruz ki herkes çocuğunu takip etsin diye.
9-Bir kişiye büyü illeti yapılınca ona neden tesir ediyor bunun sebebi nedir? Büyü yapılmasını istediğimiz kişinin bazılarını tesir ediyor, bazıları etmiyor. Bu tesir etmesinin sebebi nedir? Önce fıkhi kelamı okuyalım, insanlar büyü yaptırınca Allah insanları imtihan için bazen tesirini yaratır bazen da yaratmaz. Hiç kimse Allah'ın dilemesi olmadan başka birine zarar veremez. Bunlar bizim inanç kurallarımız. Biz bunları nereden aldık? Bakara suresinin 102.âyetinde Min ehadin illa biiznillah, Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremez. Cenabı hak yarattığı hiçbir kuluna insan cin melaike, hayvanat haşarat, böcek, deniz içinde havada toprak içinde yarattığı hiçbir canlıya zararı, hayasızlığı, çirkinliği, ahlaksızlığı, edepsizliği, kötülüğü, haşa asla emretmez. Cenabı hak hep hayrı ister. Bu konuda kur'ânımızda 4 tane ayet vardır. Biz nefis ile imtihan ediliriz her insanın nefsi 7 mertebeden oluşur bunların 3 mertebesinde insana zarar verirken. O 3 ten sonraki geri kalan 4 mertebesinde hiç zarar vermeyip sürekli onu hayra götürür. Kademe kademe yukarı gittikçe zararı azalıyor ama aslında o emmare ve ondan sonra devam eden basamaklarda nefsimiz bu tür çirkinlikleri arzular. Cenabı hak da irademizi yok etmeyip irade özgürlüğü verdiği için sevmeyerek istemeyerek bazılarına müsaade eder. İşte o çirkinliği arzulayan bizim nefsimizdir. Yine de Cenabı hak hepsine müsaade de etmiyor, bazılarına müsaade ediyor. Bunun üzerine kuranımızda tam 9 tane ayet görüyoruz. Bir tanesini okuyalım Esteuzibillah ve ma esabekum min musibetin fe bi ma kesebet eydikum (Şura-30.) Başınıza ne musibet geldi ise kendi ellerinizin kazancı iledir, insanoğlu ne tür bir kötülükle karşılaşırsa hepsi kendi elimizin karşılığıdır. Olumsuzluk emretmez ama bunların bazısına imtihanın gereği müsaade ediyor ki, eğer diyor, biz hepsine müsaade etseydik siz hiç felah yani hayırlı bir vakit yaşayamazsınız diyor.
Bunların hepsine çözüm nedir? Çözüm 4 tanedir bunun beşincisi de yoktur. Bu 4 çareden ya dördüne de aynı anda sarılacağız ya dördünden de eşit şekilde istifade edeceğiz. Sürekli olarak bu dördü gözümüzün önünde olması gerekiyor. Başımıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizle kazandıklarınız yüzündendir diyor Rabbimiz.
1-İlk çözüm yolu dua. Hazreti Abdullah İbni Abbâs (ra.) buyuruyor ki kitaplardan topladığınızı paylaşmış olacağız. Bir kişi Yunus suresinin 81. âyetindeki innallahe se yubtiluhu. Kelimesini diyor okur bunu da diyor sihir yapılmış büyü yapılmış sara hastalığına yakalanmış kişiye okur ya da muska olarak yazar onun üzerinde taşımasını sağlarsa Allahu taalaya emanet etmiş oluruz. Bu 2 kelimenin anlamı da şudur, Esteuzibillah Allah onu iptal edecektir. Yani o büyücülerin yaptığını iptal edecektir. Çünkü iptal etme yetkisi rabbimizdir. Başka hiçbir güç buna yetmez. Bu 32 tane temel eserimizde geçer.
Hazreti peygamberimize, cinlerin musallat olduğu ve ondan dolayı da sara rahatsızlığıyla bir türlü kurtulamayan genç yaşta bir delikanlı getirildi. O delikanlıya yüce peygamberimiz bakın neleri okudu? Kuranı kerimin ilk başında 1- Fatiha suresi 2- Şimdi bakara suresinden 1-2-3 4.ayetler ve 163 -255- 284- 285 -286 nci ayetleri 3- Ali imran suresinin 18.âyeti 4-Araf suresinin 54. ayeti. 5-Yukarıda okuduğum yunus suresinin 81. ayeti, 6-Müminun suresinin 117.ayeti 7-Cin suresinin3. âyeti 8-Saffat suresinin 1-10.ayetleri 9-Haşır suresinin 22-23-24. ayetleri ve İhlas, Felak ,Nas suresi işte peygamberimiz bizatihi bunu okumuş yapmış ve bize öğretmiştir. Bunları okuduktan sonra ya Rabbi her türlü büyücülerin, büyülerin ve cin musallatının saranın şerrinden aile efradımı muhafaza buyur diyerek dua etmeliyiz. Peygamberimiz bir kere okuyunca bu kişi şifa buldu biz belki 10 gün 20 gün okuruz. Önemli olan her gün bunları okuyup şifayı Allahtan beklemek. (Okunması gerekenler makalenin sonunda tek tek yazılmıştır.)
Burada bu duaya tarihten bir örnek verirsek; Hazreti Ömer efendimiz devlet başkanı iken dünyada 2 süper güç vardı. Birisi İran Sâsâni imparatorluğu idi. Hazreti ömer efendimiz Hazreti sad (ra.) komutansında bir ordu gönderdi. Sasaniler 3 şeye güveniyorlardı. 1-Hiç kimse yenemez dedikleri Komutanları Rüstem. 2-Üzerinde altınla işlenmiş zerkeşe kaviyan isimli sancaklarına 3-Sancağın üzerindeki tılsım resmine güveniyorlardı. Ve Rüstemin komutasında bakın 120000 asker ile 4.000 kişilik islam ordusu karşılaştı. Hazreti sad (ra.) savaşın başında askerine dedi ki; Belki hepimiz şehit olacağız ama savaş bitinceye kadar dilimiz kurusa dilimiz ağzımızın içinde dönmese bile La kuvvete illa billah. Kuvvet Allah'a aittir diye dua edeceğiz dedi. Savaş 2 gün sürdü 2 gün sonunda islam ordusu 2000 şehit verdi ama koca sasani ordusu paramparça oldu. Onun için İranlıların Hazreti Ömer efendimize kin kusmaları sevmeleri bunun için. Bu Tahran'ın en büyük caddesinin ismi Hazreti ömer efendimizi şehit eden Ebû Lü'lüe’nin adıdır.
Burada farklı bir cepheden bir vesikaya daha girelim. Peygamberimizin zamanında bir güreşçi vardı. Arap yarımadasında bu kişiyi bir tek bile olsa sırtını yerine getiren olmamıştır. Rukane bin Abdi Yezit. Rukane öyle cüsseli öyle mahir ki artık yıkılamaz, olmuş. Peygamberimiz Rukane ile bir vadide karşılaştılar. Dedi ki Rukane ben seni güreşte yenersem iman eder misin? Bu adam hiç yenilmemiş bütün arap yarımadasını efsane olarak konuşuluyor. Alay ederek ya Muhammed sen beni yenersen ben senin dinine iman edeceğim. Peygamberimiz işte rabbimizin yardımı tek harekette bunun sırtını yere getirdi. Rukane şaşırdı dedi ki Ya Muhammed bu olmadı ne olduğunu anlayamadım. Ne olur, ikinci defa daha tutalım. Peygamberimiz yine tek hareketle sırtını yere getirdi. Şaşkına dönen rukane üçüncü defa rica etti. O kadar topluluğun önünde perişan olmuştu. Üçüncüde de sırtı yere gelince dedi ki, ben hayatımda bugünkü kadar sihirin etkisiyle yıkıldığımı görmedim. Yani yıkılmasını peygamberimizin Allah'ın peygamber olup mucize ile gerçekleştiğini değil de sihirle olduğunu düşünüyordu ve iman etmedi. Ama gittikçe kendisini etkileyen bu olaydan sonra bir daha güreşmeyen Rukane, Peygamber efendimiz hayatta iken Mekkeyi fethettiği sırada Mekke'den göç edip Medine'ye geldi ve Müslüman oldu. Başında inat ettiği inadından vaz geçmediği halde peygamberimizin elinin temas ettiği o kişinin kalbi yıllar sonra yumuşadı ve Rukane (ra.) oldu.
2-Bu hatıralardan sonra ikinci çözüm Ehlullahdır. Aziz Mahmut Hüdai hazretleri, Kendi mürşidi üstazı Muhyittin Üftade Hazretlerine ait bir hatırayı Vakıat isimli eserinde şöyle anlatıyor; Üstazım Üftade Hazretlerine cinlerin musallat olduğu bir kişiyi getirdiler. Öyle bir hasta ki ayakta duramıyor. Dengesizleşmiş, ne konuştuğunu bilmiyor. Bütün hayat fonksiyonları bitmiş. Üftade hazretleri bir kâğıt kalem istedi. Bir mektup yazdı, cemaatin içerisinden böyle sırlara vakıf olan birine dedi ki; Bu mektubu götür yeryüzündeki cinlerin melikine ver dedi. O kişi götürdü, mektup verildiğini, verilme şeklini biz göremeyiz ama mektubu verdiğini ifade etti. Arkasından o kişiye denmiş ki artık cinlerin meliki bu musallat olan cini çağırıp haklı yere musallat olmadığını görünce onun kafasını vurdurdu. Sizin hastanız rahatlayabilir, müjdesini verdi. Sabahına baktık ki o genci babası elinden tutmuş birlikte Hüdayi Hazretlerine teşekküre geldiler. Şimdi günümüzde bu cin sihirbazları tellalları şarlatanları derler ki ben şu kadar cinli öldürdüm. İnsan cinli öldüremez bunlar hep bizi yanıltma sapıtmadır. Biz cinleri göremeyiz, nasıl öldüreceğiz, ateşi nasıl yok edeceğiz. Bizim bir kere fıtratımızda onu yok etme imkanımız yok. Kendilerinden olan onların başının eliyle yok ettiriyor, ona mektup yazıyor. O da o mektubu alıp ehlullahın büyüğündendir diye itaat ediyor. Onu cezasını veriyor. Peki Ehlullahın böyle bir yetkisi var mı, cinlerin melikine mektup yazabilir mi? Bunu kuranı kerimi cevaplar, Casiye suresi 13. âyetinde Esteuzibillah; Semavat ve arzda onları cini, haşeratı hayvanatı sizin emrinize verdik. Kime? Benim sevdiğim Ehlullahın emrine verdik. Ben onlara itaat ettiririm buyuruyor, Cenab-ı hak.
3-Bu işin ilmini yapmış Müslümanlara sürekli faydalı olan ehline gideceğiz. Muttaki dürüst paraya itibar etmeyen yüzüne baktığımızda nuraniliği var olup sapıklığı yüzünde siyahlaşmayıp sadece ve sadece faydalı olduğu yüzündeki alametifarikasından belli olan ahlaken her türlü yaşamıyla bize güven veren, ehline gideceğiz. Bunlar gerek kuranımızdan gerek peygamberimizin sünnetinden Rukye yapar. Yani bir şey yazıp üzerimizde taşımak için evsunlama yapabilir. Okuyup elini sıvazlayabilir muska yapıp üzerimizde taşımamızı söyleyebilir. Bunların hepsi caizdir. Ama o kişiler böyle yaptığı her şeyi sünnetten ve kuran'dan yapacak. Bu kişiler bizi okuyup tüfleyebilirler. Ben burada bir kelimeye dikkat çekiyorum üfleme değil tüfleme üfleme iblistendir, tüfleme peygamberimizdendir. Okuyup tüfleme ve meshetme caizdir. Ancak ve ancak yazdığı rukye de muska da süryanice olmayacak. İbranice olmayacak işte büyü dünyaya musallat eden Yahudilerdir, ibranicedir. Hintçe hiç olmayacak. Bunları Akaid imamımız imamı nesefi söylüyor.
4-Yukarıda anlattığımız çocuklarımıza aile efradımıza gelen bütün sapıklıklarda ebeveyn olarak hatalarımızı görüyoruz. Onun için traktör metotlu dediğimiz bir metodu uygulayacağız. Traktör metodu nedir? Traktörün ön tekerleri, küçük arka tekerleri, büyük anne baba arka teker olacak. Sürekli omurgayı koruyacak çocuk önde olacak, küçük olacak, önde olacak. Hiçbir zaman anne baba onun önüne geçmeyecek ama arkadan da koruyup omurgaya sahip olacak. Yoksa önünü kesersek o çocukta öz güven kalmaz. Traktör metotlu, sevgi yakıtlı o traktörün yakıtı mazot değil, sevgi olacak. Böyle emretme asarım, keserim, vururum kırım vermem işte şöyle yapar, öldürür bu dönem bitti artık sevgi metotlu olacağız. Ve bir aile yuvası inşa edeceğiz. Daire verecek demiyoruz, site verecek demiyoruz, çatı verecek demiyoruz, villa verecek demiyoruz. Yuva verecek diyoruz yuva. Yuva nedir? Yolda giderken leylek yuvasına baktınız mı? O arazideki elektrik direklerinin en tepesine yapar. İnsanoğlunun ortaya çıkması mümkün değil. En tepeye sıfır noktaya yuva yapmıştır. O yuvanın dışı sert çubuklar içi nereden bulduysa yün kuş tüyü ona benzer halı kırıntıları onlarla döşenmiştir. Dışı sert, çocuğunun ebeveynini dıştan gelen her türlü darbeden koruyacak yuvanın içi yumuşak görüyor musunuz? O zaman yuva da 3 tane özellik görüyoruz.1- Güvenli olsun evimiz. 2-Yumuşak olsun çoluk çocuğuyla karşılıklı yumuşak olsun 3-Sıcak olsun, herkes birbirine kahreden, söyleyen değil, sevgiyle bağlansın. AMİN AMİN AMİN
Cin Musallatlığı büyü, sihir,sara hastalığı gibi musibetlerden korunmak için okunması gereken Sure ve Ayetler:
FATİHA SURESİ
1- Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.2- Elhamdulillâhi Rabbi’l-âlemîn. 3- Er-Rahmâni’r-Rahîm. 4- Mâliki yevmi’d-dîn. 5- İyyâke na’budu ve iyyâke neste’în. 6- İhdine’s-sırâta’l-mustakîm. 7-Sırâta’l-lezîne en’amte aleyhim. Ğayri’l-meğdûbi aleyhim ve le’d-dâllîn.
BAKARA SURESİ 1-4. AYETLER, 163. AYET, 255. AYET, 284-286. AYETLER,
1 Elif Lâm Mîm. 2-Zâlikel kitâbu lâ reybe fîh, huden lil muttekîn.3- Ellezîne yu’minûne bil gaybi ve yukîmûnes salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn. 4 Vellezîne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablik ve bil âhireti hum yûkınûn.
163 -Ve ilâhukum ilâhun vâhid lâ ilâhe illâ huver rahmânur rahîm.
255-Allâhu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyum, lâ te’huzuhu sinetun ve lâ nevm, lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fil ard, menzellezî yeşfeu indehû illâ bi iznih ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bi mâ şâe, vesia kursiyyuhus semâvâti vel ard ve lâ yeûduhu hıfzuhumâ ve huvel aliyyul azîm.
284 Lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard ve in tubdû mâ fî enfusikum ev tuhfûhu yuhâsibkum bihillâh, fe yagfiru limen yeşâu ve yuazzibu men yeşâu, vallâhu alâ kulli şey’in kadîr. 285-Âmener resûlu bimâ unzile ileyhi min rabbihî vel mu’minûn, kullun âmene billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulih, lâ nuferriku beyne ehadin min rusulih ve kâlû semi’nâ ve ata’nâ gufrâneke rabbenâ ve ileykel masîr. 286 -Lâ yukellifullâhu nefsen illâ vus’ahâ lehâ mâ kesebet ve aleyhâ mektesebet rabbenâ lâ tuâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ, rabbenâ ve lâ tahmil aleynâ ısran kemâ hameltehu alellezîne min kablinâ, rabbenâ ve lâ tuhammilnâ mâ lâ tâkate lenâ bih, va’fu annâ, vagfir lenâ, verhamnâ, ente mevlânâ fensurnâ alel kavmil kâfirîn.
ALİ İMRAN SURESİ 18. AYET
18-Şehidallâhu ennehû lâ ilâhe illâ huve, vel melâiketu ve ulûl ilmi kâimen bil kıst, lâ ilâhe illâ huvel azîzul hakîm.
A’RAF SURESİ 54. AYET
54-İnne rabbekumullâhullezî halakas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin summestevâ alel arşı, yugşîl leylen nehâre yatlubuhu hasîsen veş şemse vel kamere ven nucûme musahharâtin bi emrih, e lâ lehul halku vel emr, tebârekallâhu rabbulâlemîn.
YUNUS SURESİ 81. AYET
81-Fe lemmâ elkav kâle mûsâ mâ ci’tum bihis sihr, innallâhe se yubtiluh, innallâhe lâ yuslihu amelel mufsidîn.
MUMİNUN SURESİ 117. AYET
117-Ve men yed’u maallâhi ilâhen âhare lâ burhâne lehu bihî fe innemâ hısâbuhu inde rabbih, innehu lâ yuflihul kâfirûn.
CİN SURESİ 3. AYET
3 Ve ennehu teâlâ ceddu rabbinâ mettehaze sâhıbeten ve lâ veledâ.
SAFFAT SURESİ 1-10. AYETLER
1-Ves sâffati saffâ saffen. 2 Fez zâcirâti zecrâ. 3- Fet tâliyâti zikrâ .4- İnne ilâhekum le vâhıd. 5-Rabbus semâvâti vel ardı ve mâ beynehumâ ve rabbul meşârık. 6- İnnâ zeyyennes semâed dunyâ bi zîynetinil kevâkib. 7- Ve hıfzan min kulli şeytânin mârid. 8- Lâ yessemmeûne ilel meleil a’lâ ve yukzefûne minkulli cânib. 9- Duhûran ve lehum azâbun vâsib. 10- İllâ men hatıfel hatfete fe etbeahu şihâbun sâkib.
HAŞR SURESİ 22-24. AYETLER
22-Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, âlimul gaybi veş şehâdeh, huver rahmânur rahîm. 23-Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, elmelikul kuddûsus selâmul mû’minul muheyminul azîzul cebbârul mütekebbir, subhânallâhi ammâ yuşrikûn. 24- Huvallâhul hâlikul bâriûl musavviru lehul esmâul husnâ, yusebbihu lehu mâ fîs semâvâti vel ard ve huvel azîzul hakîm
İHLAS SURESİ
1- Gul huvallâhu ehad. 2- Allâhu’s-samed. 3- Lem yelid ve lem yûled. 4- Ve lem yekun lehû kufuven ahad.
FELAK SURESİ
1- Gul e’ûzu bi-Rabbi’l-felak. 2- Min şerri mâ halak. 3- Ve min şerri ğasigın izâ vegab. 4- Ve min şerri’n-neffâsâti fi’l-ugad. 5- Ve min şerri hâsidin izâ hased.
NAS SURESİ
1- Gul e’ûzu bi-Rabbi’n-nâs. 2- Meliki’n-nâs.3- İlâhi’n-nâs. 4- Min şerri’l-vesvâsi’l-hânnâs. 5- Ellezî yuvesvisu fî sudûri’n-nâs. 6- Mine’l-cinneti ve’n-nâs.
Comments